Ben 35 yaşında, takla performans üzerine güvercin besliyorum. kamu
görevlisi olmamız nedeniyle sık sık tayine gidiyoruz. yerleşik bir
hayatımızın olmadığı için de salma kurma veya kuşlarımızı çoğaltma gibi
bir imkanımız olmadı. Elime 1982 yılında geçen Akdere'li Turan'a
Dumanlı Kirli takkelilerin soyunda düşme bir kaç kuş ile Topal Nihat'ın
beyazlarından bir iki kuş var. her iki soyu da denedim. gayet güzel
oynuyorlar. oyun bırakma veya düz inme gibi huyları da yok. 3-4 defa
hırsılığa uğradım. bir defasında hırsızları bulup, kuşlarımı geri
aldım. o günden sonra damızlıklarımı evimin bir odasını boşaltıp,
içeriye aldım. yavruları da dışarıya çıkarttım. Şimdi yeniden tayinim
çıktı. Bu sefer kendi memleketim olan Ankaraya yerleşiyorum. Allah
nasip ederse de memleketimizde emekli olacağız. Elimdeki damarı
çoğaltmak arzusundayım. Ancak, arkadaşlarımdan öğrendiğim kadarıyla
Ankara da kuşçuluk, sizler gibi gönül verenleri ayrı tutarak, kopuğun
eline düşmüş. kimde iyi bir kuş uçuyorsa bu insanlarçalmak için fırsat
kolluyorlarmış, nitekim de başarılı da oluyorlarmış. kısacası benim bu
işten gözüm korktu. Benim siz değerli dostlarıma ve benden yaşça büyük
olan ağabeylerime diyeceğim. Güvercin besleme sevdamızı bu insanlara
bırakmayıp, emeklerimizi boşa çıkarmamak için bir şeyler yapmalıyız. Bu
adamların yüzünden kuş nesli de iyice bozuldu. Dernek olayı çok güzel,
ancak üye işini ciddiye almak ve faaliyetleri de üyelerle sınırlı
tutmak lazım. bizim kuşlarımızı da bitiren geleneksel kuşçuluk oldu.
ciddi bir dernekçilik yapılırsa, veteriner klıniğinden tutun,
patentleme ve ıslah çalışmalarına kadar bir çok şeyi becerebiliriz.
festivaller düzenleyip, kazananlara ciddi ödüller vererek, iyi kuşların
çıkması için teşvik edebiliriz. hepinize saygılarımla, Ağustos 2006'da
Ankaradayım görüşmek üzere. abidin tunç