Güvercin forum 2009
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Güvercin forum 2009

Güverin forum 2009,miski,arap,ayna kuyruk,baska,miro,sabuni,mavi,beyaz,bango,pigeon
 
AnaSayfa  AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  
http://koxpcu.yetkinforum.com/f175-game-of-war-fire-age

 

 Frontosa ::

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
miro
Güvercin Forum 2009 -- > Vip Uye

Güvercin Forum 2009 -- > Vip Uye



Cinsiyet : Erkek

Mesaj Sayısı : 125

Mesaj Puan : 26778
Rep Puanı : 2
Kayıt tarihi : 27/10/09 Yaş : 48

Nerden : sinop
Lakap : Göklerin Efendisi
Frontosa :: Empty
MesajKonu: Frontosa ::   Frontosa :: EmptyPtsi Ara. 14, 2009 11:22 pm

Tanganyika gölünün
Bizon kafalısı; yaklaşık 60 metre derinliklerin yabancısı olmayan bu
gizemli balıklar, kendilerine hs parlak mavi renkleriyle türlerinin en
gösterişlisidir.
Genel
olarak Tilapia grubuna dahil edilen bu balık ilk kez İktiyolog
Boulenger tarafından 1906 yılında tespit edilmiştir. O zamanki ilk cins
ismi PARATILAPIA olan Frontosa’lar daha sonraki çalışmalarda çene
yapılarının içe doğru ve yaygın olması, ayrıca diş yapılarındaki
koniklenmiş hallerinden dolayı normal Tilapia grubundan ayrılmıştır.
Cyphoi ön ekli Frontosa’lar tek bir cinsle temsil edilirler.
Avrupa’ya
ilk olarak 1958 yılında gelen bu balıklar yurdumuza 1988 yılında
yalnızca 3 tane ve 4 cm boyda gelmiştir. Hamburg Altonada büyük bir
petshopta yalnızca 3 tanesini alıp, beraberimde evimdeki akvaryum
getirmiştim. Büyük bir özenle yanlız başlarına beslediğim bu balıkları
ilk zamanlarda uzun süre kuru yeme alıştıramadım. Zamanla
davranışlarını gözlemlediğimde, diğer cins Cichlid’ler gibi verilen
yeme büyük bir iştahla atlamıyorlardı. Dier türlere göre daha ağır
hareket eden bu balıkları kesinlikle süratle yemlenen türlerin yanına
koymamak gerekir. Verilen yemleri diğer balklar hızla tüketirken,
Frontosalar tüm yemler bittikten sonra ortaya çıkıp yem ararlar.
Onların bu yavaş harekerleri yaşadıkları doğal ortamın onlara
kazandırdığı bir özelliktir.
Bu
balıklar oldukça derin ve biraz da diğer türlere göre daha serin
sularda yaşamaktaydılar. Klasik Frontosa dediğim Brundi Frontosalar
genelde 8 metreyle 20 metre arasındaki derinliklerde yaşamlarını
sürdürürler. Nitekim bu derinliklerde yaşayan “Grammatoria lemairei”,
“Tylochromis polylepis” ve “Oreochromis tanganicae” türleri de
Frontosalar kadar ağır hareket ederler. Fakat en yavaş hareket edeni
hiç kuşkusuz Frontosadır.
Bulundukları
akvaryumdaki balık sayısı fazla değilse son derece ürkek olabilirler.
Bu nedenle balık adedini artırmak gerekir. Fakat bu sefer de yemlenme
problemi ortaya çıkacaktır. Aşırı kalabalık akvaryumlarda örneğin;
Malawi türlerinin aralarındaysalar karınlarını tıkabasa doyurma
şansları yoktur. Bu da akvaryuma daha fazla yem atmanızı
gerektirmektedir. Doğal ortamlarında tamamen balık ve türevleriyle
beslenmektedirler. Araştırmacılar bu kadar ağır hareket eden balıkların
nasıl birer mükemmel avcılar olduklarına hayret etmekteydiler. Üstelik
midelerinden çıkarılan balıklar “Cyprichomis leptosoma” ve
türevleriydi. Frontosaların bir dezavantajı da diğer balıklara göre
oldukça göze çarpan yapıda olmasıdır. Daha sonraki çalışmalarda bu
balıkların geceleri kayaşrın dik yamaç yaptıkları yerlerine gizlice
gelerek dinlenen Cyprichomis’leri avlamalarıydı.
Gerçekten de tamamen fırsatçı avcılar olan Frontosalar avlanmak için bir balığın peşinden gitmiyorlardı.
Akvaryum
ortamında verilen yemler ya pellet yemler veya haşlanmış karideslerdir.
Diğer balıklara göre daha derinlerde yaşadıklarından karanlık
ortamlarda da rahat hareket edebilirler. Böylece karanlıkta dinlenen
ufak balıkları midelerine indirirler. Son birkaç yıldır gölde yapılan
çalışmalarda değişik renk farklılıklarından dolayı Frontosalar bölgesel
olarak adlandırılmaya başlandı. Normal 6 bantlı Frontosalar ilk olarak
gölün kuzey bölgelerinde rastlanıldığı ve de Brundiden gönderildiği
için Brundi Frontosa denmektedir. Gölün Tanzanya sahilinde Kigoma adlı
bölgede yakalanıp gönderilen türler ise 7 bantlı üstelik kuzeydeki
akrabasından daha renklidir. Dorsal yüzgeçleri (sırt yüzgeci) değişken
sarı ve yeşil renklerde desenlidir. Yavru alımı oldukça kolaydır. 20-25
cm boydaki dişiler bazen 80 kadar yavru çıkarabilirler. Yavrulara ilk
zamanlar artemia larvaları verilmelidir. Yavrular 3 aylık olana kadar
hızla gelişirler. Daha sonra büyümeleri biraz yavaşlar. Yaklaşık 6-8
aydan sonra yeniden hızla geişmeye başlarlar. Tabi ki bu gelişmelerinde
yemlenmenin de önemi vardır. Haşlanmış karides etleri ile spirulina
tozlarını karıştırarak verirseniz gelişmelerinde gözle görülür bir
artış olacaktır. Aynı zamanda renklerinin parlaklığı da artacaktır.
Kigoma’nın 300-350 km daha güneyinde Mpimbwe bölgesinde (1989 yılında)
Fransız araştırmacılar yeni bir türle karşılaştılar. Kıyıdan daha
açıklarda 30-40 metre derinlerde rastladıkları bu balığın yanakları ve
yüzgeçleri parlak maviydi. Kuzeydeki akrabalarından daha ürkek olan bu
balıklardan birkaç gün içinde 15 çift kadar yakaladılar.
Ülkelerine
getirdikleri bu balıkları önceden hazırlanmış 3 tonluk bir akvaryuma
koyarak davranışlarını izlemeye başladılar. Nihayet 4,5 ay sonra işk
yumurtlatma olayını başardılar. İlk yavrular 16 adet kadardı.
Yavruların büyüme aynen kuzeydeki akrabaları gibiydi. Asıl ilginç olan
bu balıkların vücutlarındaki band sayılarının 5 ila 6 arasında
değişmesiydi. (Yüzlerindeki band koyu bir gölgeye benzediğinden bant
olarak sayılmazdı.).
Gölün
en uç kısmında Zambia kıyılarında aynı yıllar mavi bir türe daha
rastladılar. Biraz daha koyu olan rengiyle Mpimbwe türünden
ayrılmaktaydı. Yavru alımı daha zor olan bu balıkları toplamak ta bir o
kadar zordu. 1990 yılına gelindiğinde Alain Gillot adlı Cichlid
araştırmacısı bu sefer Zaire sahillerinde yeni ve enteresan bir tür
keşfetti. Bu tür gölün 40 metre kadar derinlerinde yaşamaktaydı. Tüm
yüzgeçleri koyu mavinin değişik tonları sarn bu balığın iri türlerinde
inci renginde küçük lekeler vardı. Zaire’nin Mtoto ve Kapampa
kayalıklarının dışında bulunmayan bu balıkları elde etmek oldukça
zordu. Balıkları 60 metre kadar derinliğe indiğinden yakalamaktan öte
yüzeye çıkarken dekomprasyon yapılmaktaydı.
Hızla
yüzeye çıkarılan balıkların mideleri dışarı çıkmaktadır. Bu nedenle çok
dikkatli yakalanan bu balıklar ayrıca Cichlid istasyonlarında birkaç
gün bekletilerek ortama alıştırılmaktalar daha sonra dış ülkelre ihraç
edilmektedirler. Yumurtlaması ve yavru alımı çok zor olan Zaire
frontosaları dış ülkelerde yüksek fiyatlarda satılamaktadır. 1997
yılında 8 adet 16 cm boyunda getirdiğimiz Zaire frontosalarından 6 ay
sonra 1 dişisi yumurtladı. Fakat 2 gün sonra tüm yumurtaları yiyerek
beni hüsrana uğrattı. Aynı dişi balık 2 ay süre ile 4 kez yumurtladı
fakat birkaç gün sonra hepsini yiyordu. Şu an bir arkadaşımda olan bu
frontosalar yaklaşık 20 cm boyunda ve halen yavru alınamamış
durumdalar. Aynı yıl 2 kere 20 adet 4 cm boyunda blue mpimbwe 10 adet
blue Zaire ithal ettim. Mpimbwelerin yavruları arasında mavi renkler
oldukça farklıydı. Bu balıkların renkleri olgunlaştıkça artmaktadır.
Yavruları bile oldukça pahalı olan bu türden 10 adet daha ithal ettim.
Müşterisi
çok özel olan bu balıklar birkaç gün içerisinde satılıyordu. Yavrular
diğer türlerin aksine su değişimlerine oldukça hassastır ve ani
ölümlerle karşılaşabilir. Karışık Frontosa akvaryumlarında büyük boy
olsalar bile sudaki ani kirlenmelerden doğan hastalıklara ilk önce
Zaire frontasaları yakalanmaktadır. Nitekim böyle bir olayla
karşılaştım. Filtresi uzun süreden beri değişmeyen bir akvaryumda
kirlilik aşırı olarak artmış, üstelik su değişimi en son 3 ay önce
yapılmıştı ve tabi ki iç hastalıklar kaçınılmazdı. İlk
etkilenenler Zaire frontasalarıdır. Birkaç hafta içerinde iki iri erkek
peşpeşe öldü. Bu balıkların sahibi olan arkadaşım yeni bir filtre
sistemi kurarak her üç haftada bir akvaryumun % 10 kadar suyunu
değiştirmektedir. Zaire frontasaları son derece temiz ve 24 -26 oC, pH 7,5-8 ve 12-16 dgh’taki sularda gayet iyi gelişme gösterirler. Suyun ısısı 30-31 oC
olursa bu balıklar için öldürücü olabilir. İç hastalıklara neden olan
parazitler sıcak ortamda bu balıklarda dropsi gibi hastalıklara sebep
olabilir. Akvaryuma bol oksijen verilmeli, suyun % 10’u hiç değilse
ayda bir kez yenilenmelidir. Filtreniz oldukça güçlü olmalı, akvaryumun
su kapasitesini en az üç kez çevirmelidir. Kayalar ve bolca kum bu
balıkların en çok sevdikleri aksesuarların başında gelir. Kayalrın
altlarını oyarak kendilerine mağaralar yaparlar. Akvaryuma adapte
olmalarını sağlamak için dibe dökülen yemler atmalısınız. Ortama alışıp
kendilerine olan güvenleri artınca suyun yüzeyinden de yem almaya
başlarlar. Ayrıca karışık olarak birarada tuttuğunuz frontasaların
eşleşmelerine izin vermeyiniz. Melezlenme asla olmamalıdır. Türün
saflığı çok önemlidir. Melezlenmelerde bandlardaki sayılar
fazlalaşmakta, renklerdeki canlı mavi tonlar kaybolmaktadır. Bu da
balıkların değerini düşürmektedir. Zaire frontasalarının gövdelerinde 5
adet siyah band vardır. Yüzündeki koyu renk gölge balık olgunlaştıkça
mavileşir ve giderek bütün gövde parlak maviye dönüşür. Seyri ve bakımı
oldukça heyecanlı olan bu balıkları elde etmek için biraz daha
sabretmek gerekecek. Eğer üretilmesi fazlalaşırsa sanırım kısa bir süre
sonra bizim akvaryumcularımıza da gelecektir. Tüm Cichlid hobicilerine
başarılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Frontosa ::
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Güvercin forum 2009 :: :::::::::::::Akvaryum Balıkları::::::::::: :: Akvaryum Balık Cinsleri-
Buraya geçin: