Güvercin forum 2009
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Güvercin forum 2009

Güverin forum 2009,miski,arap,ayna kuyruk,baska,miro,sabuni,mavi,beyaz,bango,pigeon
 
AnaSayfa  AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  
http://koxpcu.yetkinforum.com/f175-game-of-war-fire-age

 

 Ana - Buzağı Sağlığı ve Korunması

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
admin
Arapcı
admin


Cinsiyet : Erkek

Mesaj Sayısı : 1328

Mesaj Puan : 31585
Rep Puanı : 17
Kayıt tarihi : 05/10/09 Yaş : 40

Nerden : ist
Lakap : Arapcı

Ana - Buzağı Sağlığı ve Korunması Empty
MesajKonu: Ana - Buzağı Sağlığı ve Korunması   Ana - Buzağı Sağlığı ve Korunması EmptyÇarş. Ara. 16, 2009 9:36 pm

Bölgemizde görülen önemli hayvan hastalıkları nelerdir?Ana - Buzağı Sağlığı ve Korunması Eg3

Hayvan yetiştiriciliğinde dikkat edilmesi gereken önemli bir hususta,
hayvanların sağlığını korumak ve onların hasta olmalarını önlemektir.
Çünkü hastalıklar hayvanlarda et ve süt veriminde kayıplara, kısırlığa,
gebe hayvanlarda yavru atmalara ve nihayet ölümlere sebep olmaktadır.

Bölgemizde görülen önemli hayvan hastalıkları şunlardır.

Şap Hastalığı

Hastalığın bulaşması, şap hastalığı mikroplarının solunum ve sindirim yolu ile alınması ile olmaktadır. Halk arasında Dabak hastalığı olarak bilinir.

Hastalık belirtileri olarak, ağız, ayak ve memede aft denilen içi
berrak–sarı renkte sıvı ile dolu kesecikler ve yaralar oluşur.
Hayvanlarda salya akıntısı ve topallık görülür. Hasta hayvanlar yem
yiyemez ve yürüyemezler.

Hastalığa karşı etkili bir ilaç yoktur. Ancak yaraların çabuk
iyileşmesi için antiseptikler ve antibiyotikler kullanmak faydalı olur.
Şap hastalığında asıl önemli olan, hayvanların hastalığa yakalanmasını
önlemektir. Bunu sağlamak içinde köydeki tüm hayvanların yılda iki defa
şap aşısı ile mutlaka aşılanması gerekir.

Şarbon

Hastalığın bulaşması, solunum, sindirim ve deri yolu ile olmaktadır.
Özellikle şarbon mikropları ile bulaşık su ve kaba yemlerle beslenen
hayvanlar hastalığa yakalanırlar. Meralar bir kez hastalık mikrobu ile
bulaştıktan sonra, o bölgedeki hayvanlarda her yıl ortaya çıkar.

Hastalıklı hayvanların ağız ve burnundan kanlı, köpüklü bir sıvı gelir
ve kısa zamanda ölürler. Ölen hayvanlarda, kan koyu renkte-katran
renginde olup, pıhtılaşmaz. Şarbonlu hayvanların dalağı çok büyümüştür.
Bundan dolayı halk arasında Dalak hastalığı olarak ta bilinir.

Hastalık çok hızlı seyrettiği için tedavi düşünülmez. Korunma amacıyla,
hastalığın görüldüğü bölgelerde hayvanlar yılda bir defa şarbon aşısı
ile aşılanmalıdır. Ölen hayvanların kadavraları ya yakılmalı ya da
üzerlerine sönmemiş kireç dökülerek derin çukurlara gömülmelidir.
Şarbonlu hayvanların etleri kesinlikle yenilmez. Çünkü insanlara
bulaşan bir hastalıktır.

Yanıkara

Hastalık etkenleri toprakta bulunur ve bulaşık yemlerle veya derideki
yaralardan vücuda girerler. Hastalığa yakalanan hayvanların boyun,
omuz, bel bölgelerinde ve bacak kaslarında şişkinlik, deri altında hava
kabarcıkları oluşur. Bu bölgelerin üzerine el ile bastırıldığında
çıtırtılı sesler duyulur. Bu nedenle halk arasında Hişhişa Hastalığı olarak isimlendirilir.

Tedavi amacıyla yüksek dozda antibiyotikler kullanılır. Deri altındaki
şişkin bölgelerin içleri boşaltılır ve oksijenli su ile yıkanır.
Korunma amacıyla hayvanlar meraya çıkmadan önce mutlaka Yanıkara aşısı
ile aşılanması gerekir.

Yavru atmaya sebep olan hastalıklar

Sığırlarda yavru atmaya sebep olan önemli hastalıklar Bruselloz,
Leptospiroz, Salmonelloz, Listerioz, Kampilobakterioz ve İnfeksiyoz
Bovine Rinotrakitis (İBR) dir. Bunlardan en önemlisi yavru atma
hastalığı olarak bilinen Bruselloz hastalığıdır.

Bruselloz

Bulaşma enfekte yemlerle, sularla ve hastalıklı boğaların tohumlamada
kullanılması ile olmaktadır. Hasta hayvanlar yavru attıktan sonra
haftalarca sütleri ile brusella mikroplarını saçarlar ve böylece
barınakları ve merayı mikropla bulaştırırlar.

Hastalık belirtisi olarak yavru atma, kısırlık ve meme hastalığı
görülür. Hastalığın ilk kez görüldüğü sürülerde % 40-50 oranında yavru
atma görülür. Takip eden yıllarda bu oran azalır. Birkaç yıl sonra
tekrar yükselir. Yavru atan inekler plasentalarını (eşini) düşüremezler
ve sütleri de azalır.

Hastalığın hayvanlarda tedavisi ekonomik değildir ve yapılmaz. Korunma
için yeni doğan dişi buzağılar 4-8 aylık olunca mutlaka Brusella aşısı
ile aşılanmalıdır. Ergin hayvanlardan damızlıkta kullanılan inek ve
boğalar her yıl Brusella hastalığı yönünden kan muayeneleri yapılmalı
ve hasta olanlar kesime sevk edilmelidir. Hastalık atık yavrularla
temas etmek ve çiğ sütten yapılan ürünleri tüketmek sonucu insanlara da
bulaşır.

Hayvan Aşıları

Yukarıda saydığımız bir çok bulaşıcı ve salgın hayvan hastalığına karşı
koruyucu özelliği olan aşılar bulunmaktadır. Bu aşıları zamanında
hayvanlara yapmak gerekir.

Unutmayın ki aşı ile hastalıklardan korunmak en ucuz ve en kolay yoldur.

Paraziter Hastalıklar

Hayvanlarda çok sayıda iç ve dış parazitlere rastlanır. Burada bu
parazitlerden en yaygın olarak görülenlerinden ve hayvanlara verdikleri
zararlarından bahsedeceğiz.

Hayvanlarda en yaygın görülen dış parazitler; keneler, bitler, pireler
ve yara kurtlarıdır. Bu parazitlerin çoğu hayvanlardan kan emerler,
hayvanlara hastalıkları taşırlar ve kaşıntıya sebep olarak onlarda
huzursuzluk yaratırlar.

Çok sık rastlanan iç parazitler ise, mide-barsak kurtları, akciğer kıl
kurtları, karaciğer kelebeği ve kistlerdir. Ayrıca hayvanlarda görülen
kan parazitleri de önemlidir. İç parazitlerin hayvanlara verdiği en
önemli zarar, onların gıdalarına ortak olmalarıdır. Parazitler
hayvanlarda %25-30 oranında verim kayıplarına neden olurlar. Yine iç
parazitler, hayvanlarda iştahsızlık, durgunluk, iç kanamalar,
kansızlık, sarılık ve ishal gibi sindirim bozukluklarına yol açarlar.

Karaciğerde yerleşen parazitlerin sebep olduğu Kelebek hastalığı ve
Kistlerden dolayı hem hayvanın sağlığı bozulur hem de kesim sonrası
organın imha edilmesi ekonomik bir kayıptır.

Hayvanları parazitlerinden korumak için veteriner hekimlerin önerileri
doğrultusunda ve parazitlerin görüldüğü mevsimlerde tedaviler
uygulanmalıdır. Genellikle de koruyucu amaçla ilkbahar ve sonbahar
mevsimlerinde olmak üzere, yılda iki kez hayvanlara paraziter ilaç
uygulanmalıdır.

Buzağı ölümleri ve buzağı septisemisi

Doğan buzağıları yaşatmak çok önemlidir. Çünkü bir hayvandan yılda bir
kez yavru elde edilmektedir. Eğer o yavruyu da doğduktan sonra
kaybedersek, aslında bir yıllık emeğimizi kaybetmiş oluruz. Buzağıların
hastalanmalarını hazırlayıcı nedenler olarak;

-barınakların hijyenik olmaması,

-doğumdan sonra göbek kordonuna tentürdiyot sürülmemesi

- buzağılara ağız sütünün zamanında ve yeterince verilmemesidir.

Hastalanmalarının esas nedenleri ise mikroplardır. Ahır zemininde
bulunan mikroplar doğum esnasında ve sonraki saatlerde yavruya bulaşır
ve onun hastalanmasına yol açar. Özellikle E. koli türü mikroplar yeni
doğan buzağıların en büyük düşmanıdır ve her ortamda bolca bulunurlar.

Yeni doğan buzağıların vücudunda hastalıklara karşı henüz bir direnç
oluşmadığı için, mikroplarla karşılaştıklarında kısa sürede
hastalanırlar ve ölürler. Hastalık etkenleri kana karışır ve bir çok
organda hastalık oluşturur ki bu durum kan zehirlenmesi ( septisemi)
olarak isim alır. Özellikle yeni doğanların göbek kordonu
iltihaplanması septiseminin önemli bir nedenini oluşturur. Septisemi
olayı bazen çok hızlı bir şekilde (toksemik tip) gelişir ve buzağının
birkaç saat içerisinde ölümüne yol açar. Bazen de buzağının
hastalanmasına sebep olan mikroplar barsak, akciğer, kalp, beyin ve
eklemlere ulaşır ve bu organlarda oluşturduğu hastalık sonucu ölümlere
yol açarlar. Hasta buzağılarda pis kokulu ve bazen de kanlı bir ishal
görülür. Gözleri iltihaplanır, göbek bölgesi ve eklem yerleri şişer ve
irinleşir. Tedavi edilmezlerse 3-5 gün içinde ölürler. Bu şekilde her
yıl binlerce buzağı ölmektedir.

Yeni doğan buzağıları hastalıklardan korumak ve onları kaybetmemek
için, doğumdan önce analarına ve doğumdan hemen sonraki saatlerde de
kendilerine, çeşitli hastalıklara karşı üretilmiş olan buzağı septisemi
serumlarını yapmanız gerekir. Ayrıca doğan buzağıları özenle bakım ve
beslemeliyiz. Böylece buzağıların hastalıklara yakalanmasını ve
septisemiden ölmelerini önlemiş oluruz..

Mastitis (Meme Hastalığı)

Mastitis kısaca meme yangısı, meme hastalığı demektir. Hastalanan meme
eğer zamanında tedavi edilmez ise memede körlük oluşur. Bu da süt
veriminin azalması ya da tamamen kaybolması demektir.

Mastitisi hazırlayan ve yapan sebepler çok çeşitlidir. Sadece yapıcı
sebepler olarak 50 den fazla mikrop türü etkili olmaktadır. Seyri
bakımından da mastitisin belirtiler ya aşikardir ya da hastalık gizli
seyreder. Gizli seyreden mastitiste memenin dış yapısında hiçbir
belirti görülmez. Aşikar tip meme hastalığında memede kızarıklık, ateş,
sütün kıvamında bozulma, miktarında azalma, memeden kan gelmesi
görülür. Zamanında tedavi edilmez ise süt verimi azalır ve memede
körlük oluşur.

Tedavi için etkili bir antibiyotik ile 3-7 gün iğne şeklinde ya da meme
içerisine ilaç verilmelidir. Koruyucu amaçla da, çeşitli mikroplara
karşı hazırlanmış mastitis aşılarını önceden yaptırmak gerekir.

Yine hayvan yetiştiriciliğinde eğer barınaklar sağlıklı değilse ve
havalandırmaları yetersiz ise akciğer hastalıklarına özellikle kış
mevsiminde sıkça rastlanır. Ahır zeminlerinde çukurluklar oluşmuşsa
buralarda biriken idrar kalıntıları da ayak hastalıklarına sebep olur.

Yanlış beslemeden dolayı ortaya çıkan hastalıklar

Asidoz:Ani
yem (rasyon) değişiklikleri, besleme hataları, kesif yemlerin (fabrika
yemi) aniden fazlaca tüketilmesi, bol miktarda nişasta ve şeker içeren
tahılların (arpa, buğday gibi) hayvanlara aniden ve fazlaca yedirilmesi
bunun yanında hayvanlara yeterince kaba yem verilmemesi sonucu oluşur.
Hasta hayvanların dışkısı genelde gri-boz renktedir. Hayvanın anüsü ve
kuyruğu genelde bu dışkı ile kirlenmiştir. Dışkı sulu şekildedir. Dışkı
içinde yenilen tahıl taneleri parçalanmamış durumdadır ve dışkıda hava
kabarcıkları vardır. Yine hayvanlarda iştahsızlık, süt veriminin
azalması ve diş gıcırdatma görülür.

Hayvan ileri derecede rahasızlanmadan yemleme şekli değiştirilirse,
yani kesif yem oranı azaltılır kaba yem oranı artırılırsa birkaç gün
içinde hayvan düzelir. Ağır vakalarda yemi düzeltmenin yanı sıra klinik
tedavi uygulamak gerekir.

Timpani:İşkembede
fermantasyon sonucu gazların aniden aşırı derecede çoğalması ile ortaya
çıkan halk arasında “şişme” diye tabir edilen hastalıktır. Fazla kesif
yem tüketimi, yetersiz kaba yem tüketimi, çok ince öğütülmüş yemler,
özelliklede mera döneminin başlangıcında hayvanların taze yonca ve
üçgül gibi yem bitkilerini fazlaca yemeleri sonucu işkembede
hayvanların geğirme ile dışarı atamadığı köpüklü gazlar birikir.
Hayvanların karnının sol tarafı, şiddetli vakalarda ise iki tarafı
şişer. Hayvanlarda yem yememe, sancı belirtileri, huzursuzluk, terleme,
inleme, sık dışkılama isteği gibi belirtiler görülür. Gazın dışarı
çıkarılması için klinik tedavi gerekir.

Alkaloz: Protein
içeren yemlerle hayvanların tek yönlü beslenmeleri veyahut yemlerinde
karbonhidrat eksikliği, çürümüş yem maddelerinin yedirilmesi, temiz
olmayan suların içilmesi ile de ortaya çıkabilir. İştah kaybı, işkembe
hareketlerinin durması, ishal, tekrarlayan şişlikler, gebe kalmada
zorluklar gibi klinik belirtiler görülebilir. Yemlerinin değiştirilmesi
ve karbonhidrat kaynağı ilavesi hastalığı önlemede etkilidir.

Hastalıklarla ilgili bilmemiz gereken hususlar

Her türlü hayvan hastalığından şüphe ettiğinizde mutlaka veteriner
hekime haber vermeyi ihmal etmeyiniz. Unutmayın ki sizin önem
vermediğiniz bir hastalık belirtisi çiftliğinizde büyük ekonomik
kayıplara yol açabilir.

Sürü sağlığı açısından her yıl mutlaka hayvanlarınızda verimi etkileyen
ve yavru atmaya sebep olan hastalıkların olup olmadığını kan ve süt
muayeneleri ile kontrol ettiriniz.

Satın aldığınız hayvanları sürüye katmadan önce ayrı bir bölmede 5-7 gün gözlem altında tutunuz.

Sürü sağlığı ve yetiştiriciliği açısından iyi hazırlanmış bir sürü
sağlığı ve yönetimi programını ihmal etmeden ve aynen uygulayınız.

Yavru atma hastalıklarına karşı tedbirleri, atıklar başladığı zaman değil, daha hayvanları tohumlamadan önce düşününüz.

Sürü sağlığı açısından işletmenizi bir Veteriner Hekimin kontrolunda bulundurunuz.

Sonuç olarak; unutmayınız ki asıl amaç hasta hayvanları tedavi etmek
değil, onların hastalanmalarını önlemektir. Sağlık koruma için
yapacağınız harcamalar, hastaları tedavi etmek için yapacağınız
harcamadan çok daha az olacaktır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://guvercin-forum2009.yetkinforum.com
 
Ana - Buzağı Sağlığı ve Korunması
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ana - Buzağı Sağlığı ve Korunması
» Buzağı Septisemisi
» Ağız ve Diş Sağlığı
» Kedilerde Ağız Ve Diş Sağlığı
» İnsan Sağlığı Hakkında

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Güvercin forum 2009 :: ::::::::Büyük Baş Hayvanlar:::::::: :: Büyük Baş Hayvanlar Genel Konular-
Buraya geçin: