Güvercin forum 2009
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Güvercin forum 2009

Güverin forum 2009,miski,arap,ayna kuyruk,baska,miro,sabuni,mavi,beyaz,bango,pigeon
 
AnaSayfa  AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  
http://koxpcu.yetkinforum.com/f175-game-of-war-fire-age

 

 Yılanları tanıyalım

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
admin
Arapcı
admin


Cinsiyet : Erkek

Mesaj Sayısı : 1328

Mesaj Puan : 31410
Rep Puanı : 17
Kayıt tarihi : 05/10/09 Yaş : 40

Nerden : ist
Lakap : Arapcı

Yılanları tanıyalım Empty
MesajKonu: Yılanları tanıyalım   Yılanları tanıyalım EmptyPerş. Ara. 17, 2009 12:31 am

Yılanları tanıyalım Yilan
YILANLARDAKİ ISI ALGILAYICI SİSTEM

Yılanları tanıyalım 071
Çıngıraklı
yılanın başının ön kısmındaki yüz çukurlarında ısı algılayıcıları
vardır. Yılan bunları kullanarak çevresindeki canlıların vücut
sıcaklıklarının neden olduğu kızıl ötesi ışınlarını saptar. Bu saptama,
ortam sıcaklığındaki 1/300'lük bir derece artışını saniyenin binde 35'i
kadar kısa bir sürede tespit edebilecek kadar hassastır. Hatta bu
hassasiyet o kadar fazladır ki yılan, kendisinden uzaklaşmış olan
avının ayak izlerinden yayılan ısıyı tespit ederek de avını takip
edebilir.

Yılanın bu hassas ısı
algılama duyusu sadece av bulmaya yaramaz. Yılan soğukkanlı bir
hayvandır. Yaşadığı ortam ancak 30 derecenin üzerinde olduğunda normal
yaşamsal faaliyetlerini devam ettirebilir. Bu nedenle ısı
algılayıcıları, kışları geçirecekleri sıcak bir mağara veya ağaç kovuğu
bulmalarında yılanların en büyük yardımcılarıdır. 14 yılan türünden
sadece ikisinde ısı algılayıcılar vardır. Bu iki türün sahip olduğu
algılayıcılar arasında da yapısal olarak farklılıklar vardır. Örneğin
engerek yılanlarındaki algılayıcılar başının ön tarafında, gözlerinin
aşağısındaki açıklıkları ileri doğru bakacak şekildedir.

Çukurlar
birkaç milimetre çapında ve 5 mm. kadar derinliktedir. Çukurun içi bir
zar aracılığı ile ikiye ayrılır. Böylece iç ve dış odacık olarak
adlandırılan bölümler oluşur. Yılanın kafasında, zarın içine doğru
sonlanan ve "trigeminal" olarak adlandırılan iki sinir kolu vardır.
Avın bedeninden yayılan ısı, elektrik sinyallerine çevrilir. Trigeminal
sinirin görevi ise bu sinyalleri beyne göndermektir. Beynin ısı
sinyallerini algılayan kısmı ise "terminus"tur.

Sinir
kolu bu bölgeye yaklaştıkça üzerindeki özel kaplama malzemelerini
kaybetmeye başlar. En sonunda geniş ve yayvan bir yapı halini alır. Bu
yapının uçlarında mitokondri denen küçük hücres_dogadaki_muhendislikel
yapılar mevcuttur. Isı uyarısı bunlara uğradıklarında yapısal olarak
değişime uğrar. İşte avın algılanması da bu değişim sayesinde
gerçekleşmektedir. Bugün bu algılama sisteminin nasıl çalıştığı tam
olarak bilinmemektedir. Bilim adamlarının bu konudaki ortak kanısı
algılamanın tamamen özel yapıdaki karmaşık bir süreç sonunda
gerçekleştiğidir.

Isı Algılayıcı Sistemdeki Özel Kontrolün Önemi
Yılanın
ısı algılayıcı sistemi, kendi vücut ısısından bağımsız olarak çalışır.
Sistem; uyarı başlar başlamaz çalışmakta, sonrasında tepki
vermemektedir. Sadece bu özellik bile yılanlardaki bu sistemin, özel
olarak tasarlanmış bir planlamanın ürünü olduğunu göstermesi bakımından
yeterlidir. Eğer ısı algılayıcıları, hayvanın kendi vücudundan yayılan
ısıyı da dikkate alsaydı sistem sürekli olarak sinyal verecekti. Bu
sinyaller yılanın çevredeki ısı kaynaklarından aldığı sinyalleri
perdeleyecek ve sistemi felç edecekti.


Yılanları tanıyalım 070
Yandaki
resimlerde boa yılanındaki ısı algılayıcılarının anatomisi
gösterilmiştir. Alt ve üst çenedeki pulların arkasında detaylı bir
sinir ağı vardır. Bunlar ikiye ayrılan bir sistem oluştururlar. Sistem
kızıl ötesi bir uyarıcı ile karşılaştığında trigeminal sinir beyne
sinyal taşır. Yılan küçük bir kızıl ötesi radyasyon algıladıktan 35
milisaniye sonra beyinde bir tepki kaydedilir.
Yılanlara
özel olan bu algılayıcı sistemdeki her detay eksiksizdir. Bütün
aşamalar en ince detayına kadar kusursuz olarak yaratılmıştır.

Tesadüflerin
böyle çok aşamalı düşünülmüş bir sistemi ortaya çıkaramayacağı çok
açıktır. Allah'tan başka hiçbir gücün böyle mükemmel sistemler var
etmesi, üstelik bunun o canlının bütün türdeşlerinde olmasını sağlaması
kesinlikle mümkün değildir. Bu açık gerçeği yılanlardaki diğer
sistemlerden bazı örnekleri inceleyerek bir kez daha görelim.

Yılanlardaki Avlanma Mekanizmaları
Yılan,
koku alma organı olan çatal dilinin yardımıyla, koyu karanlıkta yarım
metre ilerisinde yere çömelmiş hareketsiz bir canlının durduğunu
anlayabilir. Gece karanlığı olmasına karşın, ısı algılayıcı sistem
sayesinde avının yerini hatasız tespit eder. Yılan avına önce sessizce
sokulur, saldırı mesafesine girer, ardından boynunu yay gibi gerer ve
avının üzerine büyük bir hızla atılır. Bu sırada 180 derece açılabilen
güçlü çenesindeki dişlerini avına geçirmiştir bile. Tüm bunlar, bir
otomobilin yarım saniye içinde sıfırdan 90 km/saat hıza erişmesi ile
eşdeğer bir süratte olup biter.

Yılanın,
avını etkisiz hale getirmek için kullandığı en büyük silahı ise 'zehir
dişleri'dir. Bu dişlerin uzunluğu 4 cm. kadardır. Dişlerin içi oyuktur
ve zehir bezlerine bağlıdır. Bez kasları, yılan ısırdığı anda büzülür
ve zehri önce diş kanalına, oradan da avın cilt altına basınçla
püskürtürler. Yılanın zehri, ya avın merkezi sinir sistemini felce
uğratır ya da kanını pıhtılaştırarak ölümüne neden olur.

Yılanlar Isı Saçan Cismin Gerçek Bir Av Olup Olmadığını Nasıl Anlar?

Yılanları tanıyalım 068
1. Çıngıraklı yılan avına, son model bir spor araba ile kıyaslanabilecek kadar ani bir hızla saldırabilir.
2. Yılanın kafasının önündeki ısı algılayıcıları bir termal kamera gibi
çalışır. Hayvan bu algılayıcılar sayesinde gece karanlığında bile
çevres_dogadaki_muhendislikini görebilir.
3. Yılan, bir damlası onlarca hayvanı öldürmeye yetecek kadar güçlü bir
zehire sahiptir. Bu zehirin sentezlendiği bezler, modern bir
laboratuvardan daha üstün teknikler kullanarak çalışmaktadır.
4. Kuyruğun ucundaki çıngırak düşmanları uyaran bir alarm sistemi gibi iş görür.
5. Zehirin düşmana zerk edilmesi için kullanılan dişlerde özel bir enjektör sistemi vardır.

Yapılan
bir deneyde yılanın, ısı algılayıcısının ve çatal dilinin ortak
çalışması sayesinde ısı kaynağının gerçek bir av olup olmadığını tespit
edebildiği anlaşılmıştır. Karanlık ortamda yılanın önüne sıcak bir kum
torbası ve ölü bir hayvan bırakılmıştır. Yılan ilk başta torbaya hemen
hamle yapmakta ancak yemeye çalışmamaktadır. Hayvandan bir ısı
yayılmamasına karşın ona rastlayınca diliyle yoklamış ve ardından da
yemeye başlamıştır. Eğer böyle olmasaydı yılan her ısı kaynağına
saldıracak ve sokarak boş yere uğraşmış olacaktı. Ancak iki duyu
sisteminin birbirini destekleyecek özelliklerde yaratılması sayesinde
böyle bir durum ortadan kaldırılmıştır.

Bir
canlının gece görüş sistemine, hatasız yer tespit özelliğine ve başka
bir hayvanı zehirleyerek öldürmek için gerekli olan donanıma sahip
olması şaşırtıcı ve mükemmel bir özelliktir.

Allah'ın
apaçık varlığını inkar etmekte diretenler, yılanın nasıl böylesine
üstün bir yeteneğe sahip olduğunu elbette açıklayamazlar. Çünkü yılanın
ağzında yer alan zehir sistemi, son derece karmaşık ve özel planlanmış
bir sistemdir. Bu sistemin işlemesi için öncelikle hayvanın içleri oyuk
özel "zehir dişleri"nin, sonra bu dişlere bağlı zehir bezlerinin, en
sonunda da bu bezlerin içinde düşmanlarını anında felç edecek kadar
güçlü bir zehirin oluşması gerekmektedir.

Ayrıca
hayvan avını soktuğu anda bu sistemi çalıştıracak bir refleksin ortaya
çıkması da şarttır. Bu çok parçalı sistemin tek bir parçası dahi
olmasa, sistem çalışmayacaktır. Bu da yılanın avlamak için seçtiği
hayvanlara yem olmasıyla bile sonuçlanabilecek bir durumdur.

Bütün
bunların yanı sıra zehirin yılana hiçbir zarar vermiyor olması da başlı
başına incelenmesi gereken bir detaydır. Yılanın vücudunda hem zehir
hem de zehiri saklayacak bir sistem vardır. Zehirin saklandığı bezlerin
koruyucu özellikte olması şarttır, aksi takdirde zehir yılanın vücuduna
yayılacak ve yılanın ölümüne neden olacaktır. Görüldüğü gibi zehir
sistemi bir bütün olarak var olmak zorundadır. Böyle bir sistemin
hayali bir evrim süreci içinde aşama aşama oluşamayacağı ortadadır.

Zehir
sistemi üzerinde düşünmek evrimcilerin "tesadüfen oluşum" iddialarının
gülünçlüğünü ortaya çıkarmak için yeterlidir. Evrimcilerin iddiaları
hayali varsayımlardan ibarettir. Isı algılayıcılarının ya da zehir
dişlerinin daha önce yokken bir gün birdenbire ortaya çıkamayacağı
açıktır. Bunun için önce dişlerin, sonra dişin içindeki boşlukların
oluşması gerekir. Daha sonra vücudun diğer canlıların nasıl bir
zehirden etkileneceklerini öğrenmesi, daha sonra bu formülde bir zehiri
kendi vücudunda üretmesi gerekir ki, bu saydıklarımız gerçekleşmesi
gereken aşamaların çok kabaca tanımlanmasından ibarettir. Buraya kadar
verilen örneklerde de görüldüğü gibi yılanların vücut sistemlerindeki
herşey karmaşık ve birbirleriyle ilişkilidir. Herşey en ince
ayrıntısına kadar kusursuz detaylara sahiptir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://guvercin-forum2009.yetkinforum.com
 
Yılanları tanıyalım
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Lemna Minor'u tanıyalım:

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Güvercin forum 2009 :: ::::::::::::::::::::Sürüngenler:::::::::: :: Sürüngenler-
Buraya geçin: