Güvercin forum 2009
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Güvercin forum 2009

Güverin forum 2009,miski,arap,ayna kuyruk,baska,miro,sabuni,mavi,beyaz,bango,pigeon
 
AnaSayfa  AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  
http://koxpcu.yetkinforum.com/f175-game-of-war-fire-age

 

 YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
admin
Arapcı
admin


Cinsiyet : Erkek

Mesaj Sayısı : 1328

Mesaj Puan : 31520
Rep Puanı : 17
Kayıt tarihi : 05/10/09 Yaş : 40

Nerden : ist
Lakap : Arapcı

YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ Empty
MesajKonu: YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ   YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ EmptyPerş. Ara. 17, 2009 12:55 am

YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ Inc_backgroun_10YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ Inc_backgroun_10YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ Inc_backgroun_10YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ File YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ Inc_backgroun_10YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ Inc_backgroun_10YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ Inc_backgroun_10YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ Inc_backgroun_10YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ Inc_backgroun_10YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ Inc_backgroun_10
YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ
BOKBÖCEKLERİ


Eski
Mısırda bokböcekleri yaşamın, ölümsüzlüğün ve var oluşun simgesiydi.
Mısırlılara göre, güneşin evreleri yaşamın evrelerini gösteriyordu.
Bokböceğinin toprak altındaki dışkı topunun içinde yumurta halinden,
larva, pupa ve yeni bir bokböceğine dönüşümü de güneşin her gün yeniden
doğuşuna benziyordu. Günbatımını ölüm, gündoğumunu ise doğumla
ilişkilendiren Mısırlılar, batan güneşin toprak altından doğuya doğru
giderken bokböceği gibi başkalaşım geçirdiğini düşünüyorlardı. Ertesi
gün güneş, topraktan bokböceği tanrısı Kheper olarak doğuyordu. Bu da
Mısırlılar için yeni bir yaşamın vaadiydi. Eski Mısırda ölülerin
mumyalanmasının da büyük bir olasılıkla bokböceği yumurtasının pupa
evresinin bir taklidi olduğu düşünülüyor.

Eski
Mısırlılar haklıydı belki de bokböceklerini kutsal kabul etmekte.
Onlara göre, güneşin bir gün içindeki dönümü bokböceklerinin dışkı
topunu yuvarlayarak toprağa gömmesine benziyordu. Bu nedenle Eski
Mısırda bokböcekleri ölümsüzlüğü, var oluşu ve yeniden canlanmayı
simgeliyordu.

benzer
bir nedene dayanmasa da bokböcekleri kutsal olarak kabul edilmeye değer
canlılar. Çünkü, dünyada bugünkü teknolojinin oldukça yüksek maliyete
gerçekleştirebileceği ekolojik bir işlevi onlar gerçekleştiriyorlar:
Dünyayı büyük otoburların dışkılarından temizliyorlar. Yaptıkları işin
temel amacı, dünyayı hayvanların dışkılarından kurtarmak değil. Bu
yolla hem kendilerini ve yavrularını besliyorlar hem de yumurtalarının
tehlikeden uzak bir biçimde gelişebileceği dışkıdan oluşan bir ortama
sahip oluyorlar. Dışkıdan yapılmış bir topun içindeki yumurtaya başka
bir canlının yaklaşıp, yumurtayı yok etmesi cesaret isteyen bir
davranış. Böylece yeni kuşaklarını da güvence altına alan bokböcekleri,
doğal döngüler içindeki işlevlerini de etkili bir biçimde sürdürüyor.
Dünyadaki
madde döngüleri her an sürüp gidiyor. Bu döngülerin işleyişinin çeşitli
basamaklarında çok sayıda canlı rol alıyor. Kimi üretiyor, kimi
tüketiyor, kimi de parçalıyor. Bu parçalama işlemleri de üretim ve
tüketim kadar önem taşıyor. Ölmüş canlıların ya da onların dışkı gibi
atıklarının parçalanarak, içerdiği maddelerin doğadaki madde
döngülerine yeniden katılması gerekiyor. Bu aşamadaki bir aksama, madde
döngülerinin bozulmasına, böylece ekolojik dengenin olumsuz yönde
değişmesine yol açıyor.

Yaşam
döngülerinin parçalayıcılık rolünü üstlenenler ise genelde bakteri ve
mantarlar. Bokböcekleri de bu döngülere katkıda bulunan canlılardan.
Onlar, temel olarak doğadaki en önemli madde döngülerinden biri olan
azot döngüsünde rol alıyorlar ve dışkıdaki azotun toprağa geri
dönmesini sağlıyorlar. Bunun yanında da kendilerine besin elde etmiş
oluyorlar. Onların bu etkinlikleri sayesinde de suyu iyi tutan ve
azotça zengin bir organik madde olan humus oluşuyor. Böylece toprağın
gübrelenmesine de doğal yoldan katkıda bulunuyorlar. Dünyadaki
milyonlarca büyük otobur hayvanın dışkısıyla hiçbir canlı
ilgilenmeseydi, boğazımıza kadar neye batmış olabileceğimizi tahmin
etmek güç değil.

Çok
çeşitli büyüklük, biçim ve renklerde olan bokböceklerinin çok sayıda
türü var. Bu türlerin birçoğu birbirinden çok farklı ekolojik
ortamlarda, değişik canlıların dışkılarıyla beslenerek yaşıyorlar.
Coleoptera (Kınkanatlılar) takımının Scarabeidae ailesine ait pek çok
böcek cinsinden biri olan bokböcekleri, kanatlara, antenlere ve diğer
böcek türlerinde olduğu gibi üç çift bacağa sahip. Bir böceğin
bokböceği olup olmadığını anlamakta zorluk çekildiğinde, antenlerine
bakmak iyi bir çözüm olabilir. Çünkü, antenleri yaprak benzeri 3-7
segmente (bölüme) sahip ve yelpaze gibi görünüyorlar.

Bokböcekleri,
pek çok hayvanın, özellikle fil ve sığır gibi büyük otobur hayvanların
dışkılarını parçalıyorlar. Dışkıya top şekli verip, arka bacaklarını
kullanarak onu arkaya doğru hızla yuvarlıyorlar. Dışkı topu türün
büyüklüğüne bağlı olarak 3-4 cm çapında olabiliyor. Bu böcekler, dışkı
topunu gömünceye kadar 1300 m uzunluğunda yol kat edebiliyor.
Yunanlıların ve Eski Mısırlıların dışkı topunu uçarak götürdüğünü
düşündükleri bokböceği, saatte 200 metre civarında hız yapabiliyor. Bu
çalışkan böcekler yılda dönüm başına yaklaşık bir ton civarında dışkı
gömüyorlar. Kendilerinin ve yavrularının besin kaynağı olan proteince
zengin taze dışkıyı gömmek birkaç saatlerini alıyor. Hangi canlının
dışkısıyla beslenecekleri ise türe özgü bir özellik. Kimisi maymunların
kimisi fillerin kimisi de kangurularınkini tercih edebiliyor. Pek az
sayıda tür, kuş ve sürüngenlerinkini tercih ediyor. Bilim adamları
memeli faunasındaki tür ve birey sayısı zenginleştikçe bokböceklerinin
de çeşitliliğinin ve birey sayılarının arttığını ileri sürüyor. Bir
parça dışkı için aralarında ya da diğer türlerle savaşabiliyorlar.
Ayrıca, birbirlerinin dışkı toplarını da çalabiliyorlar. Avrupa çayırlarındaki
bir dışkı parçası 10-15 farklı türe ait 100-200 kadar bireyi
çekebiliyor. Afrikadaki taze bir fil dışkısı ise binlerce bokböceğini
başına toplayabiliyor. Tüm bu kargaşa içinde kendine bir dışkı topu
edinenler ise, onu hemen kaçırıp gömerek bu yarışmadan çekiliyorlar.
Bazı türler, dışkının hemen altına tünel açarak onu aşağı doğru
çekiyorlar ve birlikte toprağa giriyorlar. Bazı türler ise, dışkının
içine dalıp, alacağı kadar besin alıp, yumurtalarını da içine bırakıp
gidiyor. Güney Afrikada ağaçta yaşayan ve yalnız haftada bir dışkılayan
bir maymun türünün dışkısıyla beslenenlerin işi daha zor. Çünkü, bu
maymunlar dışkılarını hemen toprağa gömüyor. Bu türün dışkısıyla
beslenen bokböcekleri ise bu anı kollayıp hemen dışkısının gömüldüğü
deliğe atlamak zorundalar. Çektikleri sıkıntı bununla da bitmiyor.
Küçük boyutlu "hırsız" bokböcekleri onların kendilerine ayırdıkları
yiyeceğin peşini bırakmıyor ve düşey olarak açtıkları tüneller
yardımıyla yiyeceklerine ortak oluyorlar. Dışkı topunu hazırlayan
bokböceğine, topunu yuvarlamasına yardım etmek (!) üzere ikinci bir
bokböceği ortaya çıkıyor. Gerçek amacı dışkı topunu çalmak olan bu
"yardımsever" böcek çoğunlukla yakalandığından amacına ulaşamıyor.
Yakalandığında ise hiçbir şey olmamışçasına yardıma devam ediyor.

Bokböceği
türlerinin pek çoğunda dışkı topu, yumurtanın içinde gelişebileceği ve
bir yandan da beslenebileceği bir ortam oluşturuyor. Bazı türler bir
mevsimde tek bir yumurta yumurtluyor. Bazı türlerde anne ve yavru
cıvıldamaya benzer sesler çıkararak birbirlerine mesaj iletiyorlar,
ancak bu mesajların ne anlama geldiği henüz belirlenmiş değil.

Geçtiğimiz
yıl içinde, bokböceklerinin dinozorlar zamanında da var olduğuna ve
onların dışkılarıyla besleniyor olma olasılığının bulunduğuna ilişkin
kanıtlar elde edildi. Dinozorların yok olmasıyla, oldukça büyük boyutlu
oldukları düşünülen o devrin bokböceklerinin de birden tükendiği ve
yalnızca birkaç türün yaşamını sürdürebildiği de iddia ediliyor.
Bilinen en eski bokböceği fosilinin 40 milyon yıl öncesine ait olduğu
daha önceden belirlenmişti. Yakın zamanda bulunan yeni kanıtların,
bokböceklerinin 76 milyon yıl öncesinde de var olduklarına işaret
ettiği bilim adamları tarafından ileri sürülüyor. Bokböcekleri 1970li
yıllardan beri özellikle Avustralyada olmak üzere meraları hayvan
dışkılarından temizlemek amacıyla da kullanılıyor. Bu yolla meralar
hayvan dışkılarının aşırı miktarda birikmesi nedeniyle zarar görmekten
kurtulmuş oluyor.

Böcek
koleksiyoncularının da çok ilgisini çeken bokböcekleri, Eski Mısırda
yaşamın simgesiydi. Eski Mısır dönemine ait pek çok süs eşyasında
bokböceği resimleri kullanılmıştı. Muska ve mühür olarak da kullanılmış
olan bokböceği (Scarabeus sacer) Mısır tanrısı Kheperin simgesiydi.
Kheper başının üstünde bir bokböceğiyle gösteriliyordu. Kheper, güneşi
gökyüzünde ilerleten tanrı olarak bilinirdi. Firavunların hiyeroglifle
yazılmış adlarının yanında Kheperi simgelemek üzere de bokböceği
kullanılıyordu. Hiyeroglif olarak bokböceğinin anlamı yeniden oluşum ve
yenilenmeydi.

Mısırlılara
göre, güneşin evreleri yaşamın evrelerini gösteriyordu: Bokböceğinin
toprak altındaki dışkıdan yuvasının içinde gelişimi; yumurta halinden
yeni bir bokböceğine dönüşümü de güneşin her gün yeniden doğuşuna
benziyordu. Bu da Mısırlılar için yeni bir yaşamın vaadiydi.

Batan
güneşe ne olduğunu anlamlandırmaya çalışan Mısırlılar, günbatımını ölüm
ve gömülme, gündoğumunu ise doğumla ilişkilendiriyorlardı. Mısırlı
rahipler, dışkı topunu bokböceğinin yumurtası olarak kabul ediyorlardı.
Onlara göre yumurtasını dışkıdan yapan bokböceklerinin tümü erkekti,
dişiye gereksinimleri yoktu. Bu durum, onların dişilerin kötülüklerle
ilişkili olduğu inancına da uygun düşüyordu. Erkek bokböcekleri
toplarını/yumurtalarını (!) toprağa gömüyorlardı. Böcek orada birtakım
evreler geçiriyordu. Larva evresinde solucan benzeri bir görüntüsü
oluyordu, bundan sonra hareketsiz ve ölü gibi olduğu pupa evresine
giriyordu. Sonuç olarak da topun içinde yeni bir yavru oluşturuyordu.
Mısırlı rahipler, toprağın içine giren güneşin başına gelenlerin
bokböceği ve topunun geçirdiği başkalaşımdan farklı olmadığını
düşünüyorlardı. Güneş de toprağın altında batıdan doğuya giderken
gizemli bir başkalaşım geçiriyordu. Onlar buna khepru diyordu. Ertesi
gün ise güneş topraktan yeniden bokböceği tanrısı Kheper olarak
doğuyordu. Tüm bu düşüncelerinden hareketle aynı şeyin insanlar için de
geçerli olabileceğini büyük bir olasılıkla bokböceği yumurtasının pupa
evresinin bir taklidi olduğu düşünülüyor. Mumyaların göğüs bölümündeki
bandajların arasına "kalp bokböceği" adını verdikleri yeniden
dirilmenin simgesini koyuyorlardı. Bunun amacı ise, ölülerin kalbini
korumayı sağlamaktı.

Eski
Mısırda varoluşla böylesine ilişkilendirilen bokböcekleri günümüzde de
ekolojik ortamın varoluşuyla ilişkilendirilerek kutsallaştırılacağa
benziyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://guvercin-forum2009.yetkinforum.com
 
YAŞAMIN VE ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİ BOKBÖCEKLERİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Güvercin forum 2009 :: ::::::::::::::Hayvanlar Alemi::::::::::::::: :: Hayvanlar Alemi Genel Bilgiler-
Buraya geçin: