Akvaryumlar iki tür yaratıcılık arasında bir bütünlük oluşturur.
İnsanoğlu ve doğa. Göllerde, nehirlerde oyun oynadığımız günlerin
anıları bizleri bu eğlenceli günlere tekrar insanlar bu doğal ortamı
kopya ederek, akvaryumları oluşturdular. Suyun altındaki bitkiler
arasında parlak renkli balıkların süzülerek yüzmelerini izlerken kim
kendini yorgun hissedebilir ki? İşte akvaryumlar, bu iki enerjinin
karışımını cam bir kaba sığdırarak bu doğal dünyayı ......
Akvaryumlar iki tür
yaratıcılık arasında bir bütünlük oluşturur. İnsanoğlu ve doğa.
Göllerde, nehirlerde oyun oynadığımız günlerin anıları bizleri bu
eğlenceli günlere tekrar insanlar bu doğal ortamı kopya ederek,
akvaryumları oluşturdular. Suyun altındaki bitkiler arasında parlak
renkli balıkların süzülerek yüzmelerini izlerken kim kendini yorgun
hissedebilir ki? İşte akvaryumlar, bu iki enerjinin karışımını cam bir
kaba sığdırarak bu doğal dünyayı oluşturmaya çalışmaktalar. Sonuçları
ise cazibe ve rahatlama...
Birçok
insan akvaryumunu canlı bitkilerle doldurmak ister. Bazılarımız için
bitkilerle dolu bir akvaryumla uğaşmak pahalı bir uğraş gibi
görünebilir. Büyük bir akvaryumu gösterişli ve özel bitkilerle donatmak
gerçekten de pahalı olabilir. Bu nedenden dolayı bu bitkilerin
çoğaltılması, bir sualtı bahçesine sahip olmak isteyenler açısından çok
önemlidir. Bitkiler sexüel ve asexüel olarak üreme yapabilirler. Bu iki
üreme biçimi arasındaki temel fark genlerin diğer jenerasyona
aktarılmasını sağlar. Akvaryum bitkilerinin üremedi çiçeklenme ve tohum
açısından çok zor ve karmaşık bir iştir. Sadece bunu hobi olarak
yapanlar uğraşır, fakat biz bu konuyla ilgili değil, asexüel üreme
yoluyla çoğalmayı inceleyeceğiz. Zaten çoğu bitki, uygun koşullar
dahilinde bu üreme yolunu kullanırlar. Fakat bazıları değişik bir
çoğalma yöntemi izlerler. Genel bir ifadeyle asexüel (vegetative)
üreme; ana bir bitkide dallanma, budaklanma ve çiçek verme yoluyla,
yeni bir bitki görünümü almasıdır. Bunu yapabilmek için de akvaryum
bitkilerinin morfolojileri hakkındaki detaylarını kuralına göre
uygulamak gerekir. Bu bitki filizler ve köklerden oluşur. Sadece bazı
türlerde kökler yoktur. Filizler ise genelde gövde ve yapraklardan
oluşur. Filizin uzunluğu, yaprakların şekli ve boyutuna göre
değişebilir.
Biz
bu yazıda evdeki akvaryumumuzda, akvaryum bitkilerinin üretimindeki en
kullanışlı metodları inceleyeceğiz. Tablo 1’de bazı metodların
kullanışını görebilirsiniz. Tabiki tablo tüm akvaryum bitkilerini
içermiyor, bunun sebebi tabloda yer almayan diğer bitkilerle uğraşmanın
yorgunluk verici ve uğraştırıcı olmasıdır. Aşağıdakiler bize göre
yetiştirmeye en uygun ve temel olanlardır.
- Budama
yoluyla çoğaltma: Özet olarak yaprakları çıkmış bir gövdeyi parçalara
ayırarak, bu parçalardan tekrar yeni köklerin ve yeni bitkilerin
oluşmasını sağlamaktır. Böylece bir ana bitkiden birçok hatta
düzinelerce yeni bitkiler elde edilecektir (tabi ki kestiğimiz
parçaların uzunlukları uygun olmalıdır). Her parçada en az 2 boğum
olmalıdır. Toprağa gömülen kısmı kökü, diğer boğum da yeni dalları
oluşturacaktır. Aslında tavsiye edilen 4-5 boğumdur. Ayrıca kesilen
parçalar ışık alabilecek bir yere yerleştirilmeli, diğer bitkilerin
buna gölge yapmaları engellenmelidir.
- Yeraltı
filizi yoluyla çoğalma: Yeraltı filizi, çoğu bitkinin asexüel üreme
için kullandığı yere paralel uzanan filizlerdir. Yüzen bitkilerin çoğu
bu filizler yardımıyla üremişlerdir. Yeraltı filizinin dip kısmında bir
tane boğum bulunur ve buradan genç filizler ortyaa çıkmaya başlar. Genç
filizler büyüdükçe onlar da kendi yavru filizlerini ortaya çıkarırlar.
Herşeyden önce bunların iç budakları boşluğu daha uzun ve dışarıya
doğru her yerinden ya da dibinden kök salabilirler. Ayrıca renksiz deri
gibi merdiven şeklinde kısa yapraklar oluştururlar. Bu özellikler
rizomları, yeraltı filizlerinden ayırır. Bir de sürgün denilen ana
bitkinin esas gövdesinde ortaya çıkan filizler vardır. Kökün herhangi
bir zarar görmesiyle tekrardan oluşumlarını tamamlayabilirler.
Sürgünlerin çoğalması rizomlar ve yeraltı filizlerine göre daha
kolaydır. Fakat akvaryum bitkilerini geliştirmek için çok yavaş bir
yöntemdir. Genç bitkiler genelde ana bitkiye bağlı olarak
geliştiklerinden en az 3-4 yaprağa sahip olduklarında ana gövdeden
ayrılmalıdırlar. Çünkü bu sayede kök salma özelliklerini
kazanabilirler. Bu genç bitkilerin kökleri eğer ana bitkiden
ayrıldıktan sonra oluşmuş ise, kesinlikle dokunulmamalıdır.
- Rizomların
(köke yakın sap kısım) suni olarak bölünmesiyle çoğalım: Ev ortamında
uygulaması en kolay tekniktir. İlk olarak rizomun en iri kısmı, kök
sistemi bozulmaması açısından kesilmelidir. Eğer depolayıcı rizom
kesilirse, ana bitkinin de yerinin değişmesi gerekir. Yayılmacı rizom
kesilirse, transplasyona yani yer değişimine gerek yoktur. İkinci
olarak, rizom 3 cm uzunluğunda ve yayılımcı rizomlarda 5 cm uzunluğunda
parçalara ayrılmalıdır. Rizomdan büyüyen kökler kesilerek
temizlenmelidir. Bu parçalar sığ bir yere (örneğin; plastik kaplumbağa
kutusuna) konularak içi suyla doldurulmalıdır. Bu suyun seviyesi 2,5 cm
civarında olmalı ve buharlaşmaya karşın hergün seviyesi kontrol
edilmelidir. 12 gün içerisinde genç bitkiciklerin oluşumunu
izleyebilirsiniz. Yeni büyüyen bitkilerin terse dönmemesi için dikkat
etmelisiniz. Bazen bir kol çıkma olasılığı da vardır. Yeni köklerin
oluşmasıyla, bitkicik gelişmeye başlar. Bunn için rizom her parçada
genç bir bitkicik olacak şekilde küçük parçalara ayrılmalıdır. 3 cm
kadar yetiştirilip, yine derince bir kaba koyup, kabın içi çakıllı
kumla doldurulur. Kap iyice ışık alan (spot ışık kullanılabilir)
akvaryumda, yapraklar 3-4 kat büyümeli ve son şeklini alıncaya kadar
bekletilmelidir.
- Fidan
daldırma yoluyla çoğaltma: Bazı akvaryum bitkilerinin yatay olarak
sürünen filizleri boğum yerlerinden aşağı doğru uzayan kök ve yukarı
doğru büyüyüen yapraklardan oluşur. Bu tür bitkilerin çoğalma yöntemi
budama yöntemine çok benzer. Bitki filizlerini kısa olmayacak şekilde
parçalara ayırıp dikmelisiniz. Her kesilen parçada en az 5 yaprak
olmalıdır. Çok kısa olan örneklerde (örneğin; Vesicularia
dubyana) çiçek grupları ayrılmalıdır. Kökler toprağa çok fazla derine
gömülmemelidir. Kök kendi kendini sabitlemelidir.
- Anne
bitki üzerinde oluşan yapraklardan yeni bitkiler üretilmesi: Bu yöntem
genelde akvaryum bitkilerinden “Ceratopteris”in çoğaltılması için
kullanılır. Bitkilerden kopan yapraklar serbest olarak su üzerinde
yüzerler. Bu yapraklar hemen toplanmamalı, çünkü bir süre sonra zayıf
da olsa kendiliğinden kök salabilirler.
- Genç
bitkiler üzerinde spontone olarak sualtında çiçeklenmeler yoluyla
üretim: Bu metod bazı kılıç bitkilerinin “Echinodorus” cinsi için
uygulanır. Büyük ve yavaş büyüyen bu tür, yanyana su dibinde çiçekler
şeklinde genç bitkilerin dibinde oluşurlar. Bu çiçekler suyun üzerine
çıkarsa, bitki düzenli olarak büyüyemez. Bu yüzden böyle bir durumda
dışarı fışkıran çiçekler, sualtına batırılmalı ve sualtında kalmaları
sağlanmalıdır. Ana bitki üzerindeki bu çiçekler kesinlikle kesilmemeli,
gerekirse çakıl veya bazı ağırlıklar bağlanarak sualtında tutulmaya
çalışılmalıdır. Ana bitkiden ayırma, sadece genç bitki köklenirse
yapılmalıdır. Görüldüğü üzere çok fazla yorulmadan güzel bitkilere
sahip olabilir, hatta gururla bunları ben yetiştirdim diyerek diğer
akvaryumsevenlerle tecrübelerinizi paylaşabilirsiniz.