admin Arapcı
Cinsiyet :
Mesaj Sayısı : 1328
Mesaj Puan : 31585 Rep Puanı : 17 Kayıt tarihi : 05/10/09 Yaş : 40
Nerden : ist Lakap : Arapcı
| Konu: Deve Irklari Çarş. Ara. 16, 2009 8:05 pm | |
| Bir ülke veya bir bölgede hayvanciligin genel yapisini ve bu genel yapi içerisinde hangi türün agirlikli yetistirilecegini belirleyen birçok faktör vardir. Bu faktörleri genellikle bölgenin iklimi ve cografi kosullari, tarimsal üretim sekli, ekonomik yapi, inanç yapisi, damak zevki, çeki gücüne duyulan ihtiyaç seklinde siralamak ve bu siralamayi daha da uzatmak mümkündür. Deve yetistiriciligi de bu faktörlerden fazlasiyla etkilendigi için günümüzde iklim ve cografi sartlarin zorlamasiyla sadece çöl ve step iklimin hakim oldugu bölgelerde agirlikli olarak yapilmakla birlikte ülkemizde özellikle folklorik unsurlar ön plana çikarak sadece meraklilarinca deve güresleri için yapilmaktadir. Osmanli ordusu bir zamanlar Anadolu'dan 60.000 deveyle sefere çikarken (Yavuz 1514'de Misir seferine çiktiginda orduda 60.000 deve vardi) bugün bu sayi 1500 – 2000 e kadar düsmüstür. TABLO 1. Türkiye'de Yillara Göre Deve Varligi. Yillar
Adet
1935
118.647
1950
110.305
1955
72.034
1964
46.400
1980
12.000
1997
2.000 Ileride de görülecegi üzere deve çok mükemmel fiziksel özelliklere sahip bir hayvandir. Bu mükemmeliyeti Kur'an-i Kerim'de de “Insan devenin ne keyfiyet ile halk olunduguna ibret nazari ile bakmaz mi?” (Gasiye 17) diye vurgulanmistir. Gerçekten deve günümüz teknolojisiyle bile yerini baska araçlarla doldurulmamis duygusal, güçlü, kanaatkar, dayanikli tarih içerisinde medeniyetin gelismesine büyük katki saglamis mükemmel bir hayvandir. 2. ZOOLOJIK SISTEMDEKI YERI Alem : Animals (Hayvanlar) Grup : Vertebrates (Omurgalilar) Sinif : Mammals (Memeliler) Alt Sinif : Eutheria (Plasentali memeliler) Takim : Unglate (Tirnaklilar) Alt takim : Artiodactyla (Çift tirnaklilar) Familya : Camelidae Cins : Camellus 3. KÖKENI – EVCILTILMESI VE COGRAFI DAGILIMI Devenin anavataninin Kuzey Amerika olmakla birlikte buradaki neslinin tükendigi Asya ve Amerika kitalarinin birlesik oldugu dönemlerde Asya'ya geçerek buradan da Afrika'ya yayildigi iddia edilmektedir. Tek hörgüçlü devenin Misir uygarliginin baslarinda Kuzey-Dogu Afrika'da ve Arap yarimadasinda, çift hörgüçlü devenin ise Iran-Gobi çölü arasinda evciltildigi bilinmektedir. Bactrian ve Dromeder develerinin arasindaki akrabalik iliskisi tam olarak bilinmemekle birlikte çiftlesmelerinden kesinlikle döl alinabilmesi ve fertil olmasi bunlarin yakin akrabalik iliskilerinin bulunduguna dair önemli ipuçlaridir. Tek hörgüçlü Dromeder develeri kislari ilik yazlari sicak yörelerde; Ortadogu, Arap yarimadasi, Hindistan'in bazi bölgeleri, Iran, Pakistan, Kuzey Afrika, Rusya, Orta Avustralya ve California'da bulunmakla birlikte çift hörgüçlü Bactrian develeri, kislari soguk yazlarin ilik oldugu bölgelerde; Orta Asya, Iran, Pakistan, Afganistan da agirlikli olarak bulunur. Develer rutubetli bölgelerde yetistirmeye müsait degildir, çünkü ayak yapilari bu sartlarda topraga tutunmaya müsait degildir. Ayrica rutubetli bölgelerdeki sokucu sineklere karsi kuyruklarinin kisa olmasi ve sirt bölgelerinde (sinekleri uzaklastirmada faydali) yüzlek sirt kaslari gelismedigi için savunmasizdir. Bu nedenle özellikle “Trypanosomiasis” hastaligina karsi çok hassastir. 4. DEVE TERMINOLOJISI Bactrian : Çift Hörgüçlü Asya Devesi. Dromeder: Tek Hörgüçlü Afrika, Hecin devesi, Haci devesi, Çöl devesi. Arap lisaninda deveye Cemel de denildigi gibi Naka-Ibil-Maye: Disi Deve. Likha: Sagilan Deve. Bahur-Buhur: Bactrian'in erkegine Anadolu'da verilen ad. Buduk-Kösek-Torok-Çal: Yavru Deve. Yelek: 1 Yasli Deve. Taylak: 2 Yasli Deve. Huveydi: 3 Yasli Deve. Tülü: Anadolu'da güres için yetistirilen Bactrian ve Dromeder melezi, erkegine Besrek, disisine Maya denir. Suriye'de 7 yasindaki deveye Cemel veya Humud, deve aygirina Fahil, kisragina Nakar denir. Kesan'da ise 3-6 yasindaki develere “Girinci” daha yaslilara “Lök” denildigi bilinmektedir. 5. DIS YAPILARI VE YAS TAYINI 40 yasina kadar yasayabildigi bilinmekle birlikte develerin ortalama ekonomik ömrü 25-30 yildir. Üst çenede bulunan 2 kesici dis tam ortada degil yanlardadir, orta kisim bostur. Sigir ve koyundan farkli olarak üst kesiciler oldugu gibi, çok önemli bir farkta her iki çenede de canin dislerin bulunmasidir. Köpek disleri disilerde erkeklerden biraz daha küçüktür. Sekilleri biraz sivri olup, dar bir kavis olusturarak yan kenarlari ile kiremit gibi birbirlerinin üzerini örten kesicilere benzemekle birlikte bunlardan sadece biraz daha sivridirler. Develerde yas tayini amaciyla disleri muayene etmek bu hayvanlarin huysuzlugu nedeniyle oldukça güçtür. Muayene eden kisinin ani isirma tehlikesini dikkate alarak hayvana tercihen sol tarafindan yaklasarak sag elle üst dudagi yakalanmali ve kuvvetlice sikilmalidir, bu sekilde hayvanin kendiliginden agzini açmasi saglanir ve kolayca muayene edilebilir. Yas tayini yapilirken dikkat edilmesi gereken en önemli husus kalici dislerle süt disleri birbirine karistirmamaktir. Süt disleri kalici dislere nazaran daha küçüktür ve daha beyazdirlar. Taç kürek seklinde olan süt kesiciler kökten bir boyunla ayrilmistir. Develer dogduklarinda dissiz olup dis etlerinin üzerine parmakla bastirildiginda süt dislerini hissetmek mümkündür. Yas tayininde dört dönem dikkate alinir. 1. Dönem: Süt dislerinin çikmasi; 1 Aylik: Ön kesiciler çikar. 3 Aylik: Orta kesiciler çikar. 5-6 Aylik: Son kesiciler ve köpek disleri çikar. 10-12 Aylik: Disler ayni seviyeye gelirler ve ön kesiciler asinmaya baslamistir. 2. Dönem: Süt dislerinin asinmasi; 1-1,5 Yas: Ön kesiciler asinmistir. 2-2,5 Yas: Orta kesiciler asinmistir. Bu dönemde kesiciler sari, dar, üst yüzeyleri çukurlasmis ve birbirine çok yakindirlar. 3-3,5 Yas: Son kesiciler asinmistir. 3. Dönem: Kalicilarin çikmasi; 4 Yas: Süt ön kesiciler düser. 4,5 Yas: Kalici ön kesiciler çikmis, köpek dis asinmistir. 5 Yas: Süt orta kesiciler düser yerine kalicilar çikar. 6 Yas: Süt son kesiciler düsmüs yerine kalicilar çikmistir. Ön kesicilerde asinma baslamistir. 4. Dönem: Kalicilarin asinmasi; 7 Yas: Bütün kesiciler ayni seviyededirler. Ön kesiciler asinmistir. 8 Yas: Orta kesiciler asinmistir. 9 Yas: Son kesiciler asinmistir. 10 Yas: Ön kesiciler yuvarlaklasmaya baslar. Orta kesiciler oval. 11 Yas: Ön kesiciler yuvarlak. Son kesicilerde ovallesmis. 12 Yas: Orta kesiciler yuvarlaklasmistir. 13-14 Yas: Ön kesiciler önden arkaya dogru uzar ve yandan basiklasir. 14-15 Yas: Orta kesiciler yandan yassilasirlar, son kesiciler yuvarlaklasmistir. 6. MORFOLOJIK ÖZELLIKLER Yetiskinleri 1,65-2,15 m yükseklige ulasabilen develerin disileri 350-450 kg, erkekleri 450-550 kg agirliga ulasabilir. Diger hayvanlardan en belirgin farklilik olarak göze çarpan hörgüç yag deposundan ibarettir ve depolanan bu yag irk ve beslenme durumuna göre 50-130 kg arasinda agirliga sahiptir. Develer yeterli beslenme imkani bulamadigi durumlarda hörgüçlerindeki yagi kullanirlar. Bu nedenle hörgüç için yedek yem deposu demek mümkündür. Bu hörgüç, yaglarin kullanilmasiyla 3 kg kadar inip ortadan kaybolabilir. Bazi kaynaklarda iddia edildiginin aksine develer 3 degil 4 kompartmandan olusan mideye sahiptir. 3. kompartman olan omasus diger ruminantlarda oldugu gibi bölmeli degil 3 bogumludur ve iç yüzünde parmak kalinliginda uzun seritler vardir. Bu nedenle bir çok arastirmaci devede omasus olmadigini iddia eder. Diger ruminantlardan farkli olarak develerin reticulumlarinin iç cidarlarini örten hücrelerin buradan su emilimine karsi dirençli olmasi nedeniyle içtigi suyu uzun süre muhafaza edebilmektedir. Develerin ayaklarindaki iki parmagi arasinda bir deri kivrimi bulunur ve tabanlarinin altinda kalin bir nasir tabakasi vardir. Bu iki unsur diger ruminantlarda bulunmaz ve devenin gerek kumda gerekse karda yürürken ayaklarinin yere batmadan yürümesine yardimci olur ve süratli gitmesini saglar. Develerin yürüyüs seklide oldukça ilginçtir; yürürken ayni taraftaki bacaklarini ayni anda kaldirarak kendilerine özgün bir biçimde sallana sallana yürürler. Bu nedenle bu hayvanlara “çöl gemisi” de denilmektedir. Ayaklarinda çok mükemmel bir zemin adaptasyon mekanizmasi bulunan develer, kumlu ve engebeli arazilerde hiç zorlanmadan yürürler. Ayak yapisi tipki araba lastigi gibidir, ancak araba lastigindeki havanin yerini yag dokusu almistir. Yag, Cartilagineouus saptae ve kuvvetli kollogen bir duvarla yagli bir yastik olusturur. Bu olusum ayagin arka tarafinda yoktur, bu kisimda elastik bir ligament var. Yagli yastigin alt ve üst kisminda lam kalinliginda lastiksi yapida epidermis vardir ve burasi terbezleri ile sürekli olarak hafifçe nemlendirilir. Ayaktaki yagli yastiklar %75 oraninda doymamis yag asitlerinden olusan nötral trigliseritlerden mütesekkildir. Bu tip yag düsük sicakliklarda oldukça sivi hale geçtigi için soguk zeminlerde ayaklari katilasmadan yürüyebilir. Kafataslari yapi olarak uzundur ve yay gibi tepeleri vardir. Diger tüm ruminantlardan yine önemli bir fark olarak boynuzlari yoktur. Erkek develerin kizginlik esnasinda veya öfkelendiginde agzinin kenarlarindan ortaya çikan yumruk büyüklügünde kirmizi renkli içi hava dolu “kizginlik kesesi” adi verilen bir kese vardir. Develerin üst dudaklari sert cisimleri ve dikenleri kolayca yiyebilecek özel bir sekilde “yarik”tir. Vena Jugularis boynun alt 2/3'ünde Trachea ile boyun omurlarinin Procecsus transversuslarinin arasinda gömülmüstür ve buradan palpasyonla hissetme imkani yoktur. Boynun üst 1/3 lük kisminda deriye yaklasir ve mandibulaya yaklasik 30-40 cm mesafede bir daralma yaptiktan hemen sonra bir genisleme yaparak adeta bir ampul görünümü verir. Karin bölgesi Linea alba'dan açildiginda sag ve sol taraflarda helezoni barsak parçalari görünürler. Rumen alt taraftadir. Diyaframa yakindir ve karin duvari ile çok az bir temas halindedir. Barsaklari çikardiktan sonra böbrekleri görmek mümkündür ve sol böbrek kismen barsaklarida içine alan bir yag kitlesi içindedir ve sag böbrekten daha geridedir. Dalak sigirlarda oldugu gibi rumenin sol tarafina yapisiktir ve horoz ibigi seklindedir. Karaciger birçok fuslara ayrilmis olmakla birlikte ince ince kesilmis gibi daha birçok parçaya ayrilmis gibidir ve diyaframa yaslanmistir. Develerde yine önemli bir özellik olarak safra kesesi bulunmamaktadir. Sigirlarinkine benzeyen diyaframin orta kisminda kikirdak-kemik dokusu gibi bir yogunlasma dikkati çekmektedir. Develerde 12 adet kaburga bulunmaktadir. Kalp solda 3. kostayla 6. kosta sagda ise 3. kostayla 5. interkostal aralik arasindadir ve eger deri alti fazla yagli degilse gögsün her iki tarafindan muayene etmek mümkündür. Develerde penis, bir üçgen seklinde asagiya dogru sarkan prepusyum'un alt ucunda arkaya dogru gizlenmistir ve oldukça küçüktür, uretrada oldukça dardir ve çok ince sonda ancak girebilir. Develer idrarlarini düzenli ve aralikli darbelerle geriye dogru fiskirtirlar. Geriye dogru kivrilmis olan penis sifat esnasinda öne dogru yönlenir. Oldukça iri olan gözlerini kum firtinalarindan koruyan 2 sirali sik kirpikleri ve kalinca hareketli baslari vardir. Burun deliklerinin etrafinda açilip kapanmasini saglayan koruyucu kaslari vardir. Kulaklari küçük olmakla birlikte bir av köpegi kadar iyi isitme yetenegine sahiptir. Topa benzeyen kuyrugu yaklasik 50 cm civarindadir. 7. FIZYOLOJIK ÖZELLIKLER Develerin en önemli fizyolojik özelligi yem ve su kitligina karsi mükemmel dayanikliligidir. Açliga karsi hörgücündeki yaglari kullanabilme özelligine daha önce deginilmisti. Diger canlilar vücut agirliklarinin %15'i oraninda su kaybettiginde siddetle etkilendigi halde develer %25 su kaybettiginde bile bundan etkilenmezler. Susuzluga karsi devenin sahip oldugu farkli metabolik özellikleri vardir. Bunlari maddeler halinde siralamak gerekirse: Develer geceleri vücut sicakliklarini 33,8 0C'ye düsürüp gündüzleri ise 40,60C'ye kadar çikarabilirler. Böylelikle gündüzleri vücut sicakliginin artmasiyla vücutta enerji depolanir ve depolanan bu enerji su kaybederek degil geceleri vücut sicakliginin düsmesiyle disariya verilir. Eger bu islem evaparasyon ve terleme yoluyla yapilirsa vücuttan yaklasik 5 litre sivi kaybedilmesi gerekirken deve degisken isilik özelligi sayesinde bu siviyi vücudunda tutmus olur. Develer normal sartlarda 5-10 litre olan günlük idrar bosaltimini suyun kit oldugu dönemlerde %90 oraninda azaltabilir. Buda böbrek tubuluslarindaki ürenin çogunlugunun resorbe edilerek yeniden protein sentezinde kullanilmak üzere rumene gönderilmesiyle gerçeklesir. Bu sayede hem yem proteinlerinde daha iyi faydalanilir hem de metabolik artiklar azaltilarak daha az siviyla bu artiklarin atimi saglanmis olur. Hörgüçte depolanan yaglarda meydana gelen biyolojik oksidasyon sonucu günde yaklasik 1-3 litre su açiga çikar. Yüksek oranda su tutma kabiliyetine sahip albuminlerin globuline oraninin devede yüksek olmasi canli agirliklarinin ¼'ü kadar sivi kaybetmesi halinde bile develerin zarar görmemesini saglar. Develerde eritrositler yüksek ozmotik rezistansa sahip oldugundan uzun süre susuz kaldiktan sonra fazla su içilmesi sonucu kanda sulanma olsa bile eritrositler bundan zarar görmezler. Develerde kan disindaki dokularda, susuzluk durumunda kanin yerine kapsadiklari suyun %40'ini zarar görmeden kaybedebilir. Susuz kalan bir deve 10 dk. içinde vücut agirliginin 1/3'ü oraninda suyu içebilir. 8. PSIKOLOJIK ÖZELLIKLERI Develer çok özel psikolojik özelliklere sahip oldukça ilginç hayvanlardir ve sahip olduklari çok önemli özelligi 4 madde halinde siralarsak bunlar; Sadakat: Insanlara sadakatlari, köpek ve atin sadakatinden daha fazla oldugu yetistiriciler tarafindan özellikle belirtilmektedir. Kin: Belki de devenin en meshur özelligidir. Kendisine yapilan kötülügü yillarca unutmaz, mutlaka intikamini almaya çalisir ve intikami çok korkunç olur. Sabir: Mükemmel vücut özelliklerinin de sayesinde çok zor iklim ve cografi sartlara karsi hiçbir hayvanla kiyaslanmayacak ölçüde sabirlidir. Sürü halinde yasadiklarinda sürüden ayrilarak kaybolan bir deve sürünün su içtigi yere gelerek gerekirse aylarca kaybettigi sürüyü burada bekler. Inat: Sirtina yük yüklenmesi için çökerek insana yardimci olacak kadar uysal bir hayvan olan deve bazen de öyle inatçi olur ki ne yapilirsa yapilsin istemedigi bir seyi yaptirmak mümkün olmaz. 9. ÖSTRUS – ÇIFTLESME – GEBELIK Develerde ilk kizginlik (Puberta) çagi genellikle erkeklerde 4-5 disilerde ise 5-6 yaslarindadir. Disiler puberta'nin görülmesiyle birlikte yetistirmede kullanilabildigi halde erkekler genellikle 6-8 yasina kadar sifatta tam olarak kullanilmazlar. Erkeklerde kizginlik belirtileri çok açik ve kuvvetlidir. Kuyruklarini kamçi gibi saklatarak cinsel organlarina vururlar. Anadolu'da güres için yetistirilen tülüler (Tüylü) kizginlik esnasinda dislerini gösterirler ve agizlarindan beyaz bir köpük çikarirlar. Kizgin erkeklerin agizlarinda balon seklinde mukoz keseleri olusur. Kizginlik döneminde erkeklerin is gücünden yararlanmak çok zordur. Bu dönemde istah iyice azalmistir, anormal davranislar sekillenir ve bazen ishal görülür. Bir sürüde birden fazla erkek deve bulunuyorsa bunlardan sadece en güçlü olani kizginlik gelistirir. Eger bundan baska bir deve kizginlik gösterirse cinsel arzulari baskilanana dek kavga ederler. Bir sürüde erkeklerin disilere orani 1/7 ile 1/50 arasinda degisebilir ve yetiskin bir erkek devenin günde 3 disiyi asmasina izin verilir. Erkek develerin aksine disilerde kizginlik belirtileri çok zayiftir. Bunlarda bu dönemde sakinlik dikkat çekicidir. Disilerde kizginlik dogumu müteakip 3. günde de görülebilir ancak bu durumda asim yapilmasina izin vermezler. Birinci sifattan sonra disi develerin gebe kalip kalmadiklarini anlamak için 15 gün sonra tekrar erkege gösterilirler. Eger gebelik varsa kuyrugunu havaya kaldirip çökmeyen disi deve erkegin asimina izin vermez. Develerde kizginlik dönemi mevsimsel olarak yagislarla birlikte baslar ve 3-5 ay devam eder (Genellikle Kasim-Mart aylarinda). Ancak özellikle yasli develerde yil boyunca kizginlik görülebilir. Kizginlik döneminde erkeklerde istah azalmakla birlikte bu dönemde bunlara genellikle hamur seklinde verilen kesif yem verilmemelidir. Sadece biraz arpa ve su yeterlidir. Gebelik ortalama 1 yil sürer istisna olarak 13-14 ay olabilir. Gebelik süresince hayvani çalistirmamak gerekir. Develerde ancak gebeligin 2/3'ü tamamlandiktan sonra disaridan belli olacak sekilde hayvanlarin karni siser ve bu dönemde fötus'u sag açlik çukurlugu hizasinda hissetmek mümkündür. Dogumdan bir ay önce o güne kadar gevsek olan memeler sismeye baslar. Dogumdan hemen önce sacrum'un iki tarafindaki kaslarin gevsedigi fark edilebilir. Dogum yavas fakat genellikle kolay olur ve 1 saat sonrada yavru zarlari disari atilir. Dogum agirligi 28-47 kg arasinda degisir. Yavrularin 3 aylik agirligi dromeder 79,6 kg, bactrian 98,6 kg, F, Melezleri 104 kg dir. Develer dogumdan sonra yavrularini yalamazlar bu yüzden dogan yavruyu hemen kurulamak gerekir. Dogan yavrular yarim saat içinde ayaga kalkar, annelerini emmeye baslarlar. 6 ay süreyle emmeye devam ederler. Ancak emme süresinin 9 ay olmasi daha uygundur. 10. VERIM ÖZELLIKLERI 10.1. Süt Verimleri Develerin laktasyon süresi 510 güne kadar çikabildigi halde ortalama olarak 12 ay kadardir. Genellikle sagim günde 2 kez yapilir. Sagim sayisi 3 veya 4'e çikarilirsa süt verimi %10-14 artar. Süt verimi ve laktasyon süresi bakim, mevsim, sicaklik, yem gibi çevresel faktörlerden etkilendigi için degisiklik gösterebilir. 2 yilda bir yavrulama hedeflenerek, iyi besleme programi uygulandiginda laktasyon süresi artar. Laktasyon süt verimi ortalama 2-3 bin litre arasindadir. TABLO 2. Degisik türlerde sütün kompozisyonu Tür Su (%) Toplam Kati Maddeler (%) Yag (%) Protein (%) Laktoz (%) Kül (%) Deve 87,2 12,8 4,2 3,7 4,1 0,8 Inek 86,2 13,8 4,4 3,8 4,9 0,7 At 90,1 9,9 1,0 2,6 6,9 0,4 Keçi 87,0 13,0 4,1 3,7 4,2 0,8 Koyun 82,0 18,0 6,4 5,6 4,7 0,9 Domuz 82,8 17,2 5,1 7,1 3,7 1,1 Insan 88,0 12,0 3,8 1,2 7,0 0,2 10.2. Et Verimi 18 aylik yavru develerin ortalama agirligi 170 kg dir. 2,5-6,5 yasari arasinda yillik ortalama 25 kg canli agirlik artisi saglarlar. Bu nedenle eti için üretildigi taktirde 2,5 yasinda kesilmelidir. Karkas yapilari üzerinde Iran'da yapilan bir çalisma neticesinde karkas agirligi ortalama erkeklerde 231 kg, disilerde 196 kg olarak tespit edilmistir. Ayni çalismada erkeklerde karkas randimani %51,4 disilerde ise %47,4 olarak saptanmistir. Hayvan yaslandikça et kalitesi düsmektedir. Et kalitesi yönünden de en uygun kesim dönemi 2,5 yastir. TABLO 3. Dünyadaki çesitli türden çiftlik hayvanlarindan üretilen ürün (et) miktarlarinin 1970-1998 yillari arasindaki degisimi (milyon ton). Et Üretimi 1970
Sira
1980
Sira
1990
Sira
1998
Sira Sigr 38,35
1
45,49
2
52,95
2
53,70
2 Manda 1,23
6
1,54
6
2,19
6
2,96
6 Koyun 5,53
4
5,65
4
7,03
4
7,52
4 Keçi 1,29
5
1,71
5
2,66
5
3,68
5 Domuz 35,79
2
52,67
1
69,90
1
84,19
1 Deve 0,16
7
0,18
7
0,24
7
0,26
7 Tavuk 13,14
3
22,96
3
35,36
3
21,23
3 Toplam 100,34
136,39
179,10
216,20 Hörgücün tamami ve karkasin %1,9'u yagdan ibarettir. 3,5 yasindaki genç develerde bu oran %5,19'dur. Karkas yag orani 20 yasli bir hayvanda %20,5'e kadar çikabilir. 10.3. Is Gücü Verimi Üzerindeki binicisi ve 50-55 kg yükle bir deve saatte 10 km, günde 48 km mesafeyi zorlanmadan alabilir. Üzerinde yük olmadiginda ise saatte 15-20 km hiz yaparak günde 80 km yol alabilir. Kisa mesafelerde 500 kg a kadar yük tasiyabilen bir deve 150-300 kg yükle günde 24 km yol alabilir. Ancak 6 yasindan önce develere tam yük yüklememek gerekir. 10.4. Deve Tüyü Çok hafif, dayanikli ve düsük geçirgenlikteki tüylerinden iyi kalitede battaniye, yatak ve giyim esyasi yapilir. Devenin yünü karisik bir yündür. Uzun kaba üst killarla, ince ve kisa alt killardan olusur. Uzun killar 10-15 cm uzunlukta 75 mikron kalinlikta kaba killardir. Bunlarin altindaki ince killar 14-28 mikron kalinliktadir ve esas deve tüyü diye bilinen killar bu ince alt killardir. Ilkbaharda develer bu iki kil tabakasini birlikte attigindan ince ve kaba killar taranarak birbirinden ayrilir. Ince killardan olusan deve yünü kahverengi ya da sari renklidir, çuha yapiminda kullanilir. Kaba uzun killar daha koyu renklidir, keçe ve kaba kumas yapiminda kullanilir. 11. DEVE HASTALIKLARI Kuyrugun kisa olusu ve sirttaki yüzlek kaslarin zayifligi nedeniyle sinekleri kovamamasindan dolayi sokucu sineklerce tasinan Trypanomiasis'e duyarliliklarindan daha önce bahsedilmisti. Reading Üniversitesi (Ingiltere) arastirmacilarinin Eritre'de yaptigi arastirmalar sonucu develerin en çok etkilendigi hastaliklar, etkilenme oranina göre asagidaki gibi siralanmistir: Uyuz , Helminthiasis, Yara ve abse, Halkali solucan, Gece körlügü, Kronik öksürük ve pnömoni, Boyun agrisi, Mastitis, Bulasici deri nekrozu, Ayak hastaliklari 12. DEVE IRKLARI Asya'da 2 hörgüçlü bactrian, Afrika'da tek hörgüçlü dromeder develerinin yaygin oldugu daha öncede belirtilmisti. Bunlarin muhtelif melezleri mevcuttur. Bactrian (Erkek) x Dromeder (Disi) melezlemelerinde F1'lerin tüm özellikleri ebeveynlerinden iyi, tersi melezlemede ise (Bactrian (disi) x Dromeder (erkek)) F1'lerin verim özellikleri ebeveynlerinden kötüdür. MISIR'da : Saidi (koyu esmer), Sami (beyaz, esmer, siyah) ve Magribi (esmer) adli 3 önemli irk vardir. SURIYE'de: Aneze develeri ünlüdür. Melezleme için Anadolu'ya getirilen dromederler bunlardir. ARABISTAN'da: Hecin develeri saf olarak yetistirilir ve çok kiymetlidir. Anadolu Develeri 1. Tüylü Deve (Tülü): Aneze (Disi) x Bactrian (Erkek) 2. Tavsi: Tüylü deve disisinin (Maya'nin) Buhurla çaprazlanmasi yani geriye melezlenmesiyle elde edilir. 3. Teke: Bactrian x Dromeder kusak melezinin erkegi ile Dromeder disisinin geriye melezlemesinin sonucudur. 4. Kerteles: Teke disisinin Buhur ile yapilan geriye melezlemesinin sonucudur. 5. Yegen: Maya (Tüylü disisi) ile dromederin geriye melezlenmesiyle elde edilir. 6. Kükürdi Deve: Erkek ve disi tüylü develerin kendi aralarinda birlestirilmelerinden elde edilir. 13. BAKIM – BESLEME Yeni dogan yavrulara 10-15 gün ahirlarda bakilir, bu süre içinde gözleri açik olmasina ragmen henüz görme yetenegini yoktur. 15 günün sonunda annesi ile meraya çikmaya baslar. Ancak boynu kisa oldugu için henüz otlayamaz. 6 ay sonunda yavrular Anadolu'da sütten kesilerek yavas yavas hamura alistirilir. Çalismadiklari zamanlarda mevsim müsait ise sadece merada otlamalari yeterlidir. Ilave yem gerekmez. Disleri çignemeye uygun olmadigi için tane yemden ziyade arpa unundan yapilan hamur verilir. Hamur bugday unundan yapilirsa hazimsizliga sebep olabilir. Soguk havalarda hamura burçak kirmasi veya diger bakliyat (özellikle bakla) kirmasi ilavesi yapilabilir. Hamur Anadolu'da develere 3-4 kg günde 1 sefer ve genellikle aksamüzeri verilir. Günlük beslenmede tuz önemli bir yer tutar. Günde 112 g tuza ihtiyaç duyarlar. Beslenmede tuz eksikligi gebelerde abortus'a sebep olabilir. Merada beslenen bir deve için yilda 4-6 hektarlik bir alan gereklidir, develer otlarken flora'ya zarar verdigi için o yil kullanilan mera takip eden yil otlatmaya kapatilmalidir. Yavrusu için bu alanin 1/3'ü yeterlidir. Merada beslenen devenin her gün 28-38 kg otlayabilmesi için 6-9 saat otlamalari gerekir. Çayir Üçgül'ü, yonca ve hurma develer için en uygun mera bitkileridir. Teorik enerji ihtiyaci Dinlenmede : 21 – 22 Mcals/gün Çalismada : 30 – 46 Mcals/gün 14. BARINAKLAR Diger hayvan barinaklarinin yapiminda dikkat edilmesi gereken hususlar göz önünde bulundurularak yapilmasi gereken deve ahirlarinin en önemli özelligi daha yüksek tavanli ve daha genis olmasinin gerekmesidir. Tavanlarin yüksekligi 8-10 metredir. Kapilar da 6-7 m genisliginde ve 5 m yüksekliginde olmalidir. 15. SONUÇ Deve yetistiriciliginin günümüzde yogun olarak yapildigi yerler genellikle teknolojik gelismelerden istifade edilmeyen Afrika ve Asya'nin geri kalmis bölgeleridir. 2 yilda 1 yavru vermesi, süt veriminin sütçü kültür sigir irklariyla kiyaslandiginda düsük olmasi, adaptasyon ve bakim sorunlari olmamasina ragmen çok genis meralara ihtiyaç duyulmasi gerek ülkemizde gerekse de gelismis diger ülkelerde yetistirilmesini imkansiz kilmaktadir. Ülkemizde deve güresleri için meraklilarinca yetistirilen develerin sayilarinin arttirilmasi pek mümkün görünmemektedir. Bu konuda üniversitelerin veya Tarim Bakanliginin Enstitü düzeyinde çalisma yapmasi ve belki de Deve Güreslerinin bir federasyon çatisi altinda yapilmasi gelecekte deve yetistiriciliginin ülkemizde tamamen yok olmasini engelleyebilir. | |
|