Dünyadaki çoğu güvercin ırklarının atalarının bizim kuşlarımızdan geldiğini yabancı kuşçular savunurken bizim kendi kuşlarımızın geçmişini bir kenara iterek yabancı ırklarla kırıp sözde iyileştirme çalişmaları içinde olmamız içler acısı.
Taklacılarımızın orijini aynı biz Türkler gibi Orta Asyadır. Kuzey-batı Çin, Siberya ve Kazakistan'ın olduğu büyük alanda yüz yıllar önce göçmen atalarımız at koştururken, taklacılarını oynatıp kara çadırlarında güzelim Ankutların sesini dinlerlerdi. Öyleki Bu alanın yıllarca süren kuraklıktan sonra çölleşmesi yüzünden atalarımızın başka yerlere göç etmesinin ardından yüzlerce yıl geçmesine rağmen hala bu gün adı dünyaca "Takla Makan(m)" olarak bilinmektedir. Eski Uygur Türkçesinde bunun anlamı taklanın makamı yani dolayısıyla doğduğu veya gerçek yeridir.
Çoğu Rus güvercin ırklarının bu zamanlarda Türklerden alınan kuşlardan elde edildiği ise Rusyada bilinen bir gerçektir. Rus ve Bukhara trompetçi (sesi için beslenen) ırklarının soyununda Ankuttan geldiği dünyaca tartışılan bir konudur.
Onuncu yüz yılda göçebe Türk askerleri bildiğimiz gibi Orta Doğuya hareket etmişlerdir. Bu toprakları Orta Asyaya göre daha değerli ve verimli bulan atalarımız burayı tercih etmis ve dolayısıyla beraberlerinde getirdikleri çeşitli güvercin ırklarınıda çevredeki milletlere tanıtmışlardır.
Taklacılar tarihimiz boyunca Sultanlarımızın eğlencesi için tutulmuşlardır. Tarihi gezimize geri döndüğümüzde Sultanların öncülüğünde askerlerimizin batıya doşru ilerlediğini görürüz. Kısa zamanda Selçuklular Irak ve İran'ı ele geçirip Abbasid imparatorluğunun baş kenti olan Bağdat'a gelmişlerdir. Bu tarihlerde çoğu arap güvercin ırkları ortaya çıkmaya başlamış ve çoğu günümüze kadar ulaşmıştır.
Hepimizin bildiği gibi Türkler burada durmamış ve batıya doğru yürüyüşlerini 1071de Malarzgirt kapısını aralayıp devam ettirmiş ve İstanbul'un fethinden sonra 500 yıl Doğu Avrupaya hükmetmişlerdir. Bu süre içerisinde slavik ülkelere yerleşen Türk aileleri beraberlerinde çeşitli güvercin ırklarımızı getirerek bu ülkelere tanıtmışlardır. Osmanlıların bu topraklardan çekilmesinden yıllar sonra Doğu Avrupa ülkelerinde bizim ırklarımızın ıslahı üzerine çalışmalar başlamış ve her ülke (Yugoslavya, Yunanistan, Arnavutluk ve Macaristan başta olmak üzere) kendi ırklarını yaratmaya başlamıştır.
Bu gün hala Avrupada bizim ırklarımıza rastlamak mümkündür. Arapların bizim taklacılarımızın sahibi olarak kendilerini dünyaya tanıtmasının dışında, Yugoslavların dönek ve kelebeklere, Romanyalıların Bursalara ve aşağı yukarı her kuşumuza başka birisinin sahip çıkmasına karşılık bu gün Türkiyede kendi kuşlarımıza bile yabancı kökenli olarak bakıp hatta yabancı isimler takıp bu değerli tarihsel hazinemizin kaybedilmesine bizde ortak oluyoruz. Kendi kuşlarımızı yabancı asıllı ırklarla kırarak sözde iyileştirmeye çalışırken özelliklerini yitiriyoruz.
Bazen Avrupa ülkelerinde gördüğüm kendi ırklarımızın Türkiyede rastlananların çoğundan daha iyi kalitede olması benim için üzücü bir gerçek.
Bazen Avrupa ülkelerinde gördüğüm kendi ırklarımızın Türkiyede rastlananların çoğundan daha iyi kalitede olması benim için üzücü bir gerçek.
abicigim sizler kafanizi takmayin, avrupanin her yerinde ucurulan oyun kusunu da turkler ucuruyor.yabancilar pek anlamaz,yabancilar icin oyun kusu takla atsin yeter onlara her seyi ogretmedik. saygilar;Nihat/hollanda
admin Arapcı
Cinsiyet :
Mesaj Sayısı : 1328
Mesaj Puan : 32615 Rep Puanı : 17 Kayıt tarihi : 05/10/09 Yaş : 41
Nerden : ist Lakap : Arapcı
Konu: Geri: ::::::: TARİHi GEÇMİŞİ ::::::: Cuma Ocak 14, 2011 1:48 am