KOYUNCULUĞUMUZUN GENEL DURUMU
Koyun yetiştiriciliği et üretimi, süt üretimi, yün üretimi ve deri üretimi açısından ülke ekonomisinde önemli yer tutmaktadır.
Önceki yıllarda 40 milyonun üzerinde olan koyun varlığımız, son
yıllarda azalma göstermiştir. Halen yaklaşık 30 milyon koyuna sahibiz.
Koyun varlığımızın sayıca azalmasına karşın yıllarla birlikte ülke
nüfusunun arttığını göz önüne aldığımızda, koyunculuğumuzun mutlaka
geliştirilmesi gerektiği anlaşılır.
Ayrıca toplum olarak koyun eti tüketim alışkanlığımız ve özellikle
damak zevkimize dayanan kuzu eti talebinde bir azalma söz konusu
değildir.
KOYUN YETİŞTİRİCİLİĞİ NEDEN AZALIYOR? Köyleri şehirlerin imkanlarına kavuşturamayışımız nedeniyle köyden
kente fazlaca göç tüm tarımsal uğraşlarda yetiştirici sayısını
azaltmaktadır.
Değişen sosyoekonomik yapı içerisinde, koyunculuk gibi yoğun emek ve
ilgi isteyen bu yetiştiricilik dalı özellikle gençler tarafından cazip
görülmemektedir.
Ayrıca çok uzun yıllardan beri aşırı otlatmadan dolayı yorulan ve
fakirleşen otlaklarımız, yıllık beslenmesinin büyük bölümünü mer'ada
geçirmek zorunda olan koyunlar için yetersiz duruma gelmiştir.
Ya göç alan yerler?
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri özellikle çiftçilik yapacak genç
nüfusunu göç verirken, göç alan batı ise aşırı betonlaşma ile yok
edilen çayır-meralar tarım arazileri koyunculuğumuza daha da büyük
darbe vurmuş, bugünkü gerileme meydana gelmiştir.
Fakat koyun sayımız yinede az değildir, ayrıca özellikle Doğu Anadolu
bölgesinde o güzelim mer'alar yine en iyi şekilde koyunculuk ile
değerlendirilebilir.
Resim 1: Koyunculuk ülke ekonomisinde önemli yer tutar. KOYUNCULUĞUN ÜLKE EKONOMİSİNDE ÖNEMİ Ülkemizde yaklaşık olarak et üretiminin üçte biri, süt üretiminin beşte biri koyundan elde edilmektedir.
Ülkemizde bir yılda üretilen koyun eti miktarı 1998 yılı verilerine
göre 87 841 ton, kuzu eti ise 56 862 tondur. Koyunlardan elde edilen
süt miktarı 813 078 ton, keçilerden ise 265 445 tondur.Bir tarım ülkesi
olarak gerek toplam üretim miktarları, gerekse kişi başına düşen
miktarlar diğer ülkelere göre düşüktür.
O halde geri kalmış koyunculuğumuzu geliştirmemiz gerekir.
KOYUNCULUK NASIL GELİŞİR? Ülkemizde koyunculuğumuza ait bugünkü genel yapıda; hem Devletimize,
hem bu işin bilimi ile uğraşan kişi ve kuruluşlara ve hem de
yetiştiricilerimize önemli görevler düşmektedir.
Sürü ıslahının yanı sıra öncelikle otlak ve meralar korunup ıslah
edilmeli ve verimlerinin artırılması için iyi bir organizasyon
yapılmalıdır.
Ülke çapında tespit edilen otlak ve mera alanlarından yararlanan
köylerde, yılın belli dönemlerinde bitki gelişmesini sağlamak üzere
dinlendirme yapılmalıdır.
En azından meralarda hayvansal gübre saçımı ve istenmeyen çalılık ve
zararlı otların yok edilmesinde, bundan yararlanan siz çiftçiler ortak
mücadele etmelidir.
Koyunculuğu geliştirme girişimlerinde öncelikle çevre ve bakım şartlarında iyileştirmeler düşünülmelidir.
Şayet yurtdışından veya içinden üstün verimli bir ırk getirilecekse,
önce yaşayabileceği ve üstün verimlerini sürdürebileceği ortam
hazırlanıp sonra getirilmelidir.
Aksi takdirde, genelde olduğu gibi sadece yurtdışına döviz kaptırmaktan ileri gidemeyiz.
Ayrıca otlak şartları uygun, yem girdileri nispeten ucuz temin
edilebilen ve geleneksel olarak bu işe uygun yörelerde yetiştiriciler
kooperatif, birlik ve benzeri şekilde örgütlenerek üretim ve pazarlama
koşullarında üstünlük sağlayabilirler.