Koyunculukta genel sorunlar ve başarılı koyunculukta ilk adım
Hayvan
yetiştiriciliği içinde önemli bir kol olan koyunculuğun kendine özgü
kimi özellikleri vardır. Verim yönleri ve doğal koşullar bakımından
isteklerinde farklılık görülen koyunlar at ve sığır gibi büyükbaş
hayvan yetiştiriciliği yanında ayrı bir yetiştirme kolu olarak dikkati
çekerler. Kurak bölgelerde ve zayıf otlaklı işletmelerde, büyükbaş
hayvan yetiştirmenin güç ve başarısız olduğu durumlarda, koyunculuk
daha çekici ve daha avantajlı gibi görünür. Ancak bu bahsettiğimiz
durum, daha çok ilkel yerli koyun ırklarının çoğunlukta olduğu
ülkelerde göze çarpar. Buna karşılık, iri yapılı bol verimli kültür
koyun ırklarının yetiştirildiği koyunculukta da fazla emek ve para
sarfı gerekmekte ve değerli araziler bu işe ayrılmaktadır. Ancak
entansif karakterde ve yüksek verim düzeyli bir koyunculuk yapılması
durumunda yeni sorunlar da ortaya çıkar. Birçok geri kalmış ülkelerde
az emek ve az para sarfederek yapılan ekstansif koyunculuk ile entansif
koyunculuk arasında önemli farklar vardır.
Koyun yetiştiriciliğinde genel sorunlar Otlak problemi ve otlatma düzeni Daha
karlı ve daha verimli büyükbaş hayvanların yetiştirilebileceği ve
değerli bitkilerin üretilebileceği kuvvetli topraklar koyunculuk için
kullanılmaz. Buna karşılık zayıf topraklı ve verimsiz öyle bölgeler
olabilir ki buralardan en yüksek randıman ancak koyun yetiştirme yolu
ile elde edilebilir. Koyunculuk genel olarak ekstansif bir işletme
şeklini ifade eden ve otlatma sorunu koyunculuğun başlıca konularından
biridir. Gerçi dar arazi üzerinde elden yoğun yem vererek süt tipi
koyun bazende et tipi koyunlar yetiştirilmekte, yani entansif
koyunculuk yapılmaktadır. Fakat bunlar özel durumlardır. Genel durum
şudur ki, otlak koyun yetiştiriciliği ve koyunculuğun gelişmesi için
ilk koşuldur.
Koyun
yetiştiriciliğinde özel şahıs mali bağımsız otlağa sahip olduğu
takdirde iş çok kolaylaşır ve haşarı yüksek olur. Ancak birçok
durumlarda otlak otlatma alanlarından birlikte yararlanma zorunluluğu
ortaya çıkar. Bu takdirde otlatma bakımından işbirliği yapılması,
otlaklardan en iyi şekilde yararlanmaya yardım eder. Otlatma bakımından
işbirliği özellikle küçük ölçüde koyun yetiştirenler arasında görülür.
Örneğin İspanya’da küçük koyun sürüsü sahipleri çayır ve otlaklardan
birlikte yararlanmaları temeline dayanan bir otlatma geleneği eskiden
beri görülür. Bu amaçla çıkarılan yasalarda bir hektara düşen koyun
sayısı ile meraların otlatma sırası kararlaştırılmıştır. Her kişi
ortalama 20 baş koyun ile bölgenin sürüsüne katılır. Ortak çoban
tutulur ve koyun başına çoban parası ödenir.
Otlatma
bakımından diğer bir işbirliği şekli de yaz ve kış otlaklarının ayırt
edilmesinde görülür. Ortak yararlanılan otlaklardan bir kısmı yazın boş
bırakılır, kışa ayrılır ve koyunlar yüksek yerlerdeki yaz otlaklarına
çıkarılır. Belli bir mevsimde hoş bırakılan otlağa kimse koyun sokmaz.
Otlakların dinlenmesi ve bol ot yetişmesi için bu çok yararlı bir
yoldur. Turkiye’de hem köy orta malı ortak otlağa ve hem de yaz ve kış
otlağı örneklerine rastlamak tayız. Ancak, bizde bu konular devamlı ve
düzenli bir ilkeye bağlanmamıştır. Otlakların düzensiz otlatılması
büyük tahribata ve ziyana neden olmaktadır. Kimi köylerde kendi
çevresinde örnek sayılacak düzenler konmuşlardır. Köy orta malı otlak
sistemi bugünkü Türkiye hayvancılığında en büyük sorun olarak çözüm
beklemektedir.
Batı
Almanya’da kimi bölgelerde, küçük koyun sürüsüne sahip yetiştiriciler
kendi aralarında kurdukları kooperatifler yolu ile, koyunlarını ortak
otlatma düzeni kurmuşlardır. Bu düzende her yetiştirici bir ya da
birkaç pay ile kooperatife katılmaktadır. Bir pay 12 baş koyundan
oluşur. Bu kooperatifler daha çok tarlaları gübreleme ve koyun gübresi
elde etme yolu ile kazanç sağlamaktadır. Yazın ortak otlatma
uygulandığı gibi, kışın otlak olmadığı zamanlarda ortak ağıllarda
sürüleri barındırarak ortak yemleme sistemi uygulanır. Bavyera
bölgesinde Alp otlaklarından yararlanmak için de yine ortak otlatma
sistemi uygulanır. Aynı durum, İsviçre ve Avusturya’da da görülür.
Yılların geçmesiyle bu bahsedilen sistemlerde değişiklikler olması
beklenebilir.
İsrail’de
ortak otlatma sadece göçmenlerin yerleştirildiği yeni kurulmuş
köylerde, ailelerin 5-10 baş koyunu bulunması halinde uygulanır. Ortak
çoban her ailenin koyunlarını sabahları toplar, otlatır ve akşamları
sahiplerine iade eder, çobanın da kendisine ait bir miktar koyunu
vardır. Çoban her koyun başına bir miktar para alarak bütün yıl bu
otlatma işini yürütür. Yüksek süt verimli İvesi yetiştiren çiftçiler
kendileri özel otlaklar yaparlar.
Süt
tipi koyun yetiştiriciliğinin ön planda yer aldığı bağ—bahçe
bölgelerinde de ortak otlatma gereksinimi büyük ölçüde duyulur. Her
ailenin bağ-bahçe kenarında ya da evinin avlusunda beslediği 3—5
koyunun ortaklaşa kurulan civar otlaklarda otlatılması ve böyle
otlakların bakım ve ıslahı süt tipi koyun yetiştiriciliğinde önemli bir
konudur. Akdeniz ülkelerinde bunun örneklerine rastlamaktayız.
Koyunculuğun verimli ve kazançlı duruma getirilmesi Yukarıda
açıklanan otlatma bakımından işbirliği konusu genel olarak belli bir
süre için geçerlidir. Koyunculuğun başarılı ve kazançlı olabilmesi için
devamlı organizasyonlar kurulması ve yetiştiricilerin bu
organizasyonlar içinde birleşerek ortak amaç için çalışmaları gerekir.
Koyuncuların çeşitli problemlerine çözüm yolu arayarak bu
organizasyonlar yetiştirme derneği ve kooperatiflerdir.
Yetiştirme
dernekleri, üzerinde çalışılan koyun ırkını ıslah etmek, bu ırkı yaymak
ve yetiştiricinin çeşitli gereksinimini sağlamak gibi çok yönlü iş
görürler. Kooperatifler ise, daha çok koyun ürünlerinin toplanması,
işlenerek değerlendirilmesi ve bu yolla yetiştiriciye daha çok kazanç
sağlaması amacını güderler. Değerli koyun ırklarının yetiştirildiği
ülkelerde her koyun ırkı için bir yetiştirme derneği kurulduğu ve
bunların bir araya gelerek federasyonlar meydana getirdiğini
görmekteyiz.
Örneğin
İsviçre’de koyun yetiştiricileri kooperatifler kurmuşlardır. Bu
yetiştiriciler, sürü defterlerine koyunlarını kaydettirmek ve verim
denetimini yaptırmak koşuluyla kooperatiflere üye olurlar.
Kooperatifleri devlet resmen tanır ve yardım yapar. Kooperatiflerin
görevlerini aksatmadan ve ideal şekilde yürütmesi için, çalışmalarını
hükümetçe denetlenmeleri ve sorumluluk yüklenmesi kabul edilmiştir.
Kooperatifler değerli koçlar elde etmek ve bu koçları korumakla
görevlendirirler. Ayrıca mümkün olan yerlerde, ortak otlatma
düzenlerinin kurulması da kooperatiflere düşer.
İsrail’de
tarımın diğer kollarında olduğu gibi, koyun yetiştiriciliğinde de
kooperatifçilik ve ortak çalışma geniş ölçüde göze çarpmaktadır. İvesi
koyunculuğunun gelişmesinde bu kooperatiflerin büyük payı vardır. Bugün
İsrail’de en değerli koyun sürürleri Kihbutz denilen kollektif
çiftliklerde görülmektedir. Bu işletmelerde kollektif mülkiyet,
kollektif çalışma ve kollektif hayat yolu egemendir. Kihhutz’da
hayvancılık alanında istekli görülen üyelerden bir kısmı bu işlerle
görevlendirirler. Bunlar kendi aralarında bir başkan seçer ve onun
yönetiminde hayvancılık işlerini yürütürler. Koyunlara ait tüm ıslah
çalışmaları ve teknikle ilgili işler birlikte görüşülür ve kabul edilen
esaslara göre yürütülür. Mevsimlere göre gereği kadar ek işçi alınır ve
süt denetimi gibi fazla eleman isteyen önemli işler aksatılmadan
yürütülür. Memleketin bütün koyunlarını ve koyunculuk organizasyon
içine alan koyun yetiştiricileri birliği (Sheep Breeders Associatıon)
kurulmuştur. Bu birliğin başlıca görevleri: koyun ırklarının ıslahı,
koyunculuğun ekonomik bakımdan sağlamlaştırılması, üyelerin daha çok
kazanmaları için ortak çalışma ve yardımlaşmayı sağlamaktır. Koyunların
büyük çoğunluğu bu organizasyona sokulur. Bu organizasyon İsrail
koyunculuğunu geliştirmek için şu çalışmaları düzenle yürütür:
- Sürü defterlerinin tutulması
- Resmi süt denetimi
- Damızlık hayvan satışı
- Yeni sürülerin kurulması
- Koyun ürünlerinin satışı
Fransa’da
çeşitli koyun ırkları için yetiştirme dernekleri ve mahalli
kooperatifler kurulmuştur. Bu organizasyonlardan her biri ülkenin bir
köşesinde yetiştirilen koyun ırkını ele alarak bölgesel
yetiştiricilerin gereksinimlerini karşılamaya çalışır. Koyunculuk için
kurulmuş organizasyonlar Federation Nationale Ovine denilen milli
koyunculuk federasyonu içinde toplanır. Bu federasyonun merkezi
Paris’tedir. Federasyon memleketin her köşesinde yürütülen koyunculuğun
sayısız sorunlarını ele alır ve bunlara çözüm yolları arar. Ayrıca,
laboratuvarları, makine ve malzeme yapan ve satan tesisleri ve sayısız
teknisyenleri vardır. Özel yetiştiricilerle işbirliği ve ortak
çalışmalar başarı ile yürütülmektedir.
Makina ve teknik malzeme sorunu Tarımsal
koşullarının değişmesi koyunculuğu bazen yeni sorunlarla karşı karşıya
getirir. Bir yetiştirici tek başına her zaman bu güçlükleri
karşılayamaz. Çok kere makina ve teknik malzeme ile ilgili olan bu
konular koyunculuğun verimsiz ya da verimli olması sonucuna gider. Bu
bakımdan her yetiştirici bu yeni koşullara uymayı ve işletmesinde
gerekli yenilikleri yapmayı çok arzu eder. Ancak bu bir para konusudur.
İşte bu gibi durumlarda yine yardımlaşma gereği duyulur. Bu duruma en
iyi örneği İsrail’deki İvesi koyunu yetiştiriciliğinde verebiliriz. Bol
süt verimli İvesi yetiştiriciliğinde sütlerin sağımı için sağım
makinesi ve sütü saklama ve mamül hale getirmek için makine ve teknik
malzemenin geniş ölçüde kullanıldığı görmekteyiz. İşçiden tasarruf
etmek, temiz süt ürünleri elde etmek ve iyi para kazanmak için bu gibi
teknik sorunları çözümlemek zorundayız. İspanya, İtalya ve Fransa’da.
özellikle süt koyunu yetiştiriciliğinde küçük çiftliklerin sorunlarına
çözüm arayan pek çok destekleme organizasyonları bulunmaktadır.
Koyunların bakım-besleme ve sağlık sorunu Eldeki
koyun sürülerinden bol verim alma ve yeni koyun tipleri geliştirme
yolunda yapılan çalışmalarda başarı için karşılaşılan genel sorunların
en önemlilerinden sayılan bakım-besleme ve sağlık konuları başka
bölümlerde ayrıca ele alınacaktır. Bakım ve beslemenin yetersiz olması,
hastalıkların ve asalakların yaygın bulunması durumunda koyunlarda
verim azalır. Bu nedenle yetiştiriciyi yakından ilgilendirmekle
birlikte çok kere devletin yardım ve müdahalesini gerektirir. Özellikle
salgın hastalıklarla savaş konusunda koyun yetiştiricisi devletin
desteğine muhtaçtır. Veteriner hizmetlerinin geliştirilmesi ve düzene
sokulması bu konuda büyük önem kazanmaktadır.
Kredi sorunu Diğer
tarımsal üretim kolları gibi koyunculuğun da krediye gereksinimi
vardır. Gerekli ilk tesislerin kurulması için gerektiği kadar damızlık
satın alma ve kışlık yem tedariki için de zaman zaman kredi aranır.
Düşük faizli kredi temin edildiği takdirde, koyun yetiştiricisi
başkasına muhtaç olmadan rahat ve bağımsız hareket etme olanağını
bulur. Ancak, alınan kredilerin tam yerinde ve yararlı şekilde
kullanılması, israfa kaçılmaması ve başka işlerde kullanılmaması
gerekir. Krediyi veren banka ve kurumların bu durumları yakından
izlemesi zorunludur. Kredilerin düşük faizli olması da önemlidir. Aksi
durumda koyun yetiştiricisinin başı derde girebilir.
Başarılı koyunculukta ilk adım Doğal ve ekonomik koşulların gözden geçirilmesi Daha
önce de bir parça açıklandığı gibi, koyunculuktan daha karlı
hayvancılık kollarından birinde yetiştirme yapabilmek için ortam uygun
ise koyunculuğa girmek doğru olmaz. O halde doğal ve ekonomik
koşulların gözden geçirilmesi ve bu işten anlayan uzmanların fikrinin
alınması yerinde olur. Eldeki araziler koyun merası karakterini
taşıyorsa, koyunlardan elde edilen ürünler o bölgede ekonomik bir
değere sahipse koyunculukta kar var demektir. Elde arazi varlığı
koyunculuk için uygun değilse sadece bir hevese kapılarak bu işe
başlamak doğru değildir. Ayrıca. ekstantif ya da entansif koyunculuk
sistemlerinden hangisi için uygun ortamın var olduğunu da dikkatlice
incelemek zorundayız.
Doğal
koşullar bakımından kimi koyuncuların uygun durumda olmadıkları halde
geniş sürülere sahip olduklarını görmekteyiz. Bu daha çok ortak mera
düzenine sahip köylerde görülür. Zenginler büyük sürüler kurar,
fakirler ise sadece birkaç koyuna sahiptir. Bizim burada üzerinde
durduğumuz durum bir çiftliğe sahip özel yetiştiricinin durumudur.
Uygun ırk seçimi Bölgenin
tarım koşulları ve doğa varlığı ile koyun verimlerinin ekonomik durumu
yetiştireceğimiz koyun tipi belirlemede önemli etmenlerdir. Tip ve
verim yönü belirlendikten sonra amaca en uygun gelecek koyun ırkını
kararlaştırmak. koyunculukta başarı elde etme bakımından dikkatle
üzerinde durulacak bir noktadır. Verim yönleri birbirine benzeyen ancak
aralarında ufak tefek farklar bulunan birçok koyun ırkları vardır. Bu
koyun ırkları dikkatle incelenirse görülür ki, bölgenin ve tarım
işletmesinin koşulları bakımından her birine özgü kimi özellikleri
vardır. Bu küçük farklar ve özellikleri iyi inceleyerek doğru kararı
vermek ve uygun ırkı seçmek, sağlam ve başarılı ilk adımı atmak
demektir.
Hayvancılık
tarihinde büyük ün yapmış Britanya yetiştiricileri, kimi ırkların belli
koşullara uyduklarına inanmışlardır. Bu fikir, çeşitli Britanya koyun
ırklarının değişik bölgelerde meydana getirilmiş olmasından
doğmakladır. Nitekim bu bölgelerden herbiri özel iklim, toprak ve
tarımsal ürün koşullarına sahiptir. İngiliz yetiştiricilerine göre,
İngiltere’nin arızalı bölgelerinde meydana getirilmiş küçük ve çevik
koyun ırkları alçak ova bölgelerine adapte olamamışlardır. İri yapılı
sakin huylu ırklar ise alçak ova bölgelerinde meydana getirilmiş olup,
bunlarda dağlık ve arızalı bölgelerde barınamaz ve yaşayamazlar. Bunun
gibi, merinos koyununun ya da süt tipi diğer bir ırkın kolay ve karlı
şekilde yetiştirilebileceği koşullar ve bölgeler birbirinden farklıdır.
Türkiye yerli koyun ırklarının ülke içinde dağılışı da incelenirse
görülür ki, yağlı kuyruklarla ince yağsız uzun kuyruklular birbirinden
farklı iklim ve doğa koşullarına uymuşlardır.
Bugün
Türkiye’de Trakya ve Ege Bölgesinde süt ve kuzu verimi yüksek koyun
tipleri yetiştirici tarafından çoğunlukla tercih edilmektedir.
Yetiştirici kendine göre yaptığı bir hesapla bu eğilimi göstermektedir.
Çeşitli
koyun ırklarının değişik çevre koşullarına uyumu üzerinde az çalışma
yapılmıştır. Kimi koyun ırklarının kimi bölgelere daha iyi uyum
sağlayacağı pek açık bir gerçektir. Örneğin, Türkiye’de yetiştirilen
süt tipi koyun ırklarından Sakız ve İvesi ırkı ele alınırsa. İvesi’nin
değişik çevre koşullarına çok daha iyi uyduğu görülür. Sakız ise bu
bakımdan duyarlı bir hayvandır. İvesi üzerinde Orta Anadolu’da ve
Trakya’da yapılan çalışmalar göstermiştir ki uyum güçlüğü yoktur. En
çok yağlı kuyruktan doğan ve et kalitesi ile ilgili sorunlar vardır.
Sürü büyüklüğü ve koyunculuğa başlama zamanı Koyunculukta
sürüler birkaç başlık küçük ev sürülerinden 3000-4000 başlık açık otlak
sürülerine kadar büyük değişiklikler gösterir. Çiftlik sürüleri,
çiftlikteki üretim şubelerinden biridir. Ancak kimi ülkelerde görüldüğü
gibi birçok sürü biraraya getirilerek sadece koyunculuk yapılan bir
işletme oluşturulur ve başka şubesi yoktur.
Küçük
çiftlik sürüleri büyüklük bakımından, birkaç baştan 300-500 başa kadar
değişiklik gösterir. Sürünün büyüklüğünü belirlemede şu noktaya dikkat
etmelidir: Sürü büyüklüğü ister 20 baş, ister 50 baş olsun işçi ve
ekipman bakımından fazla farketmez. Sadece doğum mevsiminde personel ve
ekipman gereksinimi artar. Orta büyüklükte sürüler genel olarak uygun
düşer ve 250-300 baş olarak kabul edilir. Böyle bir sürüyü bir çoban
idare edebilir.
Geniş
otlaklarda sürülerin büyüklüğü değişir ve koyun miktarları artar.
Arazinin karakterlerine ve sürülerin yönetim şekline ve hatta yılın
mevsimlerine göre sürü büyüklüğü değişiklik gösterir. Ayrıca odak
genişliği ve yetiştiricinin koyunculuğa ayıracağı sermaye miktarı da
sürü büyüklüğü üzerine etkisini gösterir. Ayrıca sürülerin devamlı aynı
bölgede tutulması ya da mevsimlere göre göç edilmesi konusu da sürü
büyüklüğünü ve yönetimini etkiler, koyunculuğa başlama zamanı da
başarıya ulaşma bakımından ayrı bir önem taşır. Bu, özellikle
koyunculuğa ilk defa atılacak kimseler için ve bu konuda deneyi
olmayanlar için önemlidir. Küçük bir sürü ile başlamak ve deney
arttıkça sürüyü büyütmek en doğru yoldur. Yazın geç aylarında, kuzular
sütten kesildikten sonra ve koç katımından önce koyunculuğa başlamak en
uygun zamandır. Yılın bu mevsimlerinde civardaki komşulardan ve
damızlık satanlardan seçme koyun elde etmek olasıdır. Genellikle bu
mevsimde uygun fiyatla koyun alınabilir. Ayrıca kuzulama mevsimine
kadar, deneyim kazanmak ve işe alışmak için yeterli zaman kazanılmış
olur. Anızlardan yararlanarak koç katım mevsiminde koyun ve koçlar iyi
beslenerek kuzu verimi artar. Bu yetiştiriciye ilk heves ve cesareti
vermiş olur. Bu arada, ağıl, yemlik ve banyoluk ve diğer küçük
ekipmanın tamamlanması da düşünülmelidir.
Damızlık üretimi Koyun
yetiştiricisi yüksek değerli damızlıklarla çalışmaya devam edersek ve
başarılı olur. Böylece işine bağlanarak geleceğini garantiler. İlk
kurucu sürünün yüksek değerli olması istendiği gibi, sürünün iyilerini
damızlığa ayırıp. kötülerini sürüden atmak gerekir. Başarılı bir
koyunculuk için bu konu çok önemlidir. Yüksek değerli koçlardan
yararlanmak ve mümkün olduğu takdirde bu işi yapay tohumlama ile yapmak
yetiştiriciye büyük kazançlar sağlar. Bir bölgenin doğal ve ekonomik
koşullarında en yüksek karı sağlayacak yüksek değerli damızlığın hangi
tip hayvan olacağı da düşünülecek önemli bir konudur.
Damızlık
hayvan üretmek ve satmak Türkiye’de sadece Devlet kuruluşlarına ait bir
iş gibi kabul edilir. Ancak tarımı ileri gitmiş batı ülkelerinde Devlet
Kurumları sadece araştırmalarla doğru yolu bulur ve ilk damızlık
materyali ortaya koyar. Bundan belli bir koyun tipini çoğaltmak değerli
damızlıklar yetiştirerek piyasaya sürmek özel yetiştiricilerin işi
olur. Böylece Özel Damızlık Yetiştiricisi denilen bir yetiştirici grubu
ortaya çıkar. Koyunculuğumuzun beklenen gelişmeyi gösterebilmesi için,
özel damızlık yetiştirenlerin desteklenmesi ve hatta bu gibi
yetiştiricilere devletin hayvan başına pirim vermek suretiyle maddi
yardımda bulunması Türkiye koyunculuğunu olumlu yönde etkileyecektir.
Ayrıca
her koyun yetiştiricisinin kendi damızlık ihtiyacını karşılayacak
şekilde yetiştirmeyi düzenlemesi ve ona göre seleksiyon yapması
gerekir. Yetiştirici bu düzeye eriştiği gün, başarılı ve karlı
koyunculuğun yolunu tutmuş demektir.
Verim denetimi ve seleksiyon Belli
bir koyun ırkından en yüksek randımanı almak ve aynı ırkı daha yüksek
verim düzeylerine doğru götürmek için. sürülerde verim denetimi ve
bilgili bir seleksiyon yapılması zorunludur. Verim denetimi ve
seleksiyon başarılı koyunculuğun en önemli konusu olduğundan bunları
ayrı bir bölümde inceleyeceğiz.
Ürünlerin pazarlanması ve örgütlenme Başka
bölümlerde de çeşitli şekillerde değinildiği gibi. koyun
yetiştiricisinin başarıya ulaşmasında rol oynayan en önemli etmenlerden
biride elde edilen çeşitli ürünlerin iyi fiyatla pazarlanmasıdır. Bu
konuda etkili ve önemli bir konu yetiştiricinin örgütlenmesidir.
Fiyatların yüksek olduğu dönemlerde her yetiştirici malını satmakta
güçlük çekmez. Ancak fiyatların dalgalanma gösterdiği dönemlerde
yetiştiricinin durumu iyi değildir. Bu gibi durumlarda kendi aralarında
örgütlenmiş ve birlik yapmış yetiştiriciler daha az zarar görür ve
normal kazanç sağlayabilirler. Kooperatifleşmenin kimi kötü örnekleri
kimseyi yıldırmamalıdır. Kusurlu olan düzen değil, o düzeni yürütemeyen
ya da kötü davranışları ile bozan kişilerdir.
Kaynakça
- Fmci, M., 1957. The ımprovement of the Awassi breed of sheep in lsrael Bull. Res. Coune. of lsrael 6 M, 106.
- Sönmez, R. 1974. Koyunculuk ve yapağı (2. Baskı) EUZF. No: 108 Bornova
- Sönmez. R.. 1971. Dünya’da ve Türkiye’de Süt Koyunu Yetiştirme Çalışmaları EÜZF, No: 168 Bornova.
- Sönmez,
R., Özkan, K., 1983. Türkiye’de Koyun ve Keçi üretim sistemleri AZF
Uluslararası Akdeniz Bölgesi Koyun ve Keçi Sempozyumu. 17-21 Ekim 1983.
Ankara.